Başbakan Ünal Üstel, dün yapımı devam eden yeni Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’ni ziyaret etti.
Maliye ve Sağlık bakanlarının da olduğu ziyarette verilen mesajlar önemliydi. Başbakan, sağlık sistemine nefes aldıracak, yıllardır beklenen hastanenin 2024 yılı içinde hizmete gireceğini müjdelerken, önemli bir noktanın da altını çizdi.
“Biz laf ola konuşmuyoruz, icraat yapıyoruz” diyen Başbakan’ın sözleri elbet de muhalefete idi.
Ülkenin bir an önce erken seçime gitmesini isteyen muhalefetin aksine Başbakan bir gerçeğin farkında.
Halk somut projelerin hayata geçmesini bekliyor. 2027 yılına kadar ulaşımdan altyapıya sözü edilen projeler hayata geçerse ülke gerçekten de önemli bir ivme kaydedecek.
Bunun için elbette daha önce de defalarca ifade ettiğimiz “Iron Man” liderliğine ihtiyaç var.
Başbakan bu ülkenin tarihine geçmek için hiçbir politik gelecek hesabı yapmadan doğru bildiği yolda ilerlerse çok değil, üç dört yıl sonra farklı bir ülkeye dönüşebiliriz.
Ancak bu konuda yol uzun ve oldukça çetrefilli. Çünkü başbakanı bu yürüyüşte durdurmak isteyenler sadece muhalefet sıralarında yer almıyor.
Kendi partisinde de onu aşağı çekmek isteyen çok sayıda isim bulunuyor. Dolayısıyla Başbakan bu çetin yolda sadece muhalefetle değil, kendi partisindeki arızalarla da mücadele etmek zorunda.
Bunu başarabilecek mi?
Bugüne kadar doğru bildiği yolda attığı kararlı adımlarla bunun işaretini fazlasıyla veren Ünal Üstel’in başarısı, bu ülkenin makus talihini de yenecektir.
Bu yolda Başbakan’ın hükümet ortaklarının da üzerine düşen görevler vardır.
Şunu peşinen söyleyelim. Yaşanan bunca zorluklar karşısında somut adımlar atıldığı halk tarafından görülmezse bunun bedelinin önce hükümet ortakları öder.
Ulusal Birlik Partisi, bu ülkenin en büyük partisi. Ona zaten bir şey olmaz. En fazla bir dönem muhalefette kalır. Ama olan hükümetin diğer ortaklarına olur.
Öte yandan muhalefet cephesine gelirsek…
Ünal Üstel hükümeti başaramazsa, ana muhalefet sihirli bir değnekle bu ülkenin sorunlarını giderecek değildir.
Dolayısıyla bu hükümetin başarısı ileride ana muhalefetin hükümet olacağı bir dönemde onların da hayrına olacaktır.
Sözün özü, hükümeti aşağı çeken, her icraatın önüne takoz koymaya çalışan muhalefet anlayışı, ülkeye fayda değil zarar getirir. Hepimizin aynı gemide olduğunu unutursak yarın ülke yönetilemez bir hal alır. Bizden söylemesi…