Sahte reçete soruşturması tüm hızıyla sürüyor. Nerdeyse ülkedeki bütün doktorlar ve eczacılar tedirgin.
Meseleyi ‘temiz eller operasyonu’ gibi görenler de var ama bu ülkede böyle bir “temiz eller operasyonu” başlatmak için işe buradan mı başlamak gerekiyor?
Bu noktada ciddi şüpheler var.
Tutuklanan doktorlar ve eczacılar ülkenin en saygın isimleri…
Ülkenin ilk kadın başbakanı dahil bu soruşturmanın kurbanları arasında yer aldı.
Mahkemeye yansıyan ifadelere baktığımızda yorum yapmak elbette doğru değil ama Sibel Siber gibi saygın bir kişiliğin 20-25 TL reçete parasıyla bu yolsuzluğa karışma ihtimali akıl karı gelmiyor.
Olsa olsa bu ülkenin sevilen bir doktoru olarak insanlara yardım etme çabasının sonucu olarak, sistemin tuzağına düşmüş olabileceği izlenimi ediniyoruz.
Doktor Sibel Siber’in “bazı tanıdıklarını görmeden ve eczacı yönlendirmesi ile reçete yazdığını” kabul ettiği belirtiliyor.
İyi de bizim ülkemizin gerçeği bu değil mi? İnsanlar 800 TL muayene parası ödemeden eş dost tanıdık vasıtasıyla bu ilaçları tanıdık doktorlara yazdırmıyorlar mı?
Burada önemi bir ayrım olmalı. İçişleri eski Bakanımız Ziya Öztürkler’in dün Ada TV’de bu konuda yaptığı uyarı önemli.
Cebe para atmak başka, yıllardır tanıdığı hastasına yardımcı olmak başka…
Soruşturmada bu ayrım yapılmazsa sap ile saman birbirine karışır.
Öztürkler’in de dediği gibi soruşturmada ismi geçen doktorlar, eczacılar, toplumun çok sevdiği, benimsediği kişiler.
İnsanlar bu kişi bu işi yapmaz, acaba suç sistemde mi denmeye başlandı.
Buradan uyaralım… Soruşturmaya olan inanç halk nezdinde azalırsa bu yargılama daha başlamadan biter.
Bu konuda dikkatli olmak lazım.
Polisin soruşturma kapsamında Meclis’te bulunan bazı milletvekillerinin kapısına da gittiği ancak “Dokunulmazlığım var ifade vermiyorum” diyerek geri çevrildiği iddia ediliyor.
Bir milletvekilinin hangi koşullarda nasıl ifade vereceği bellidir.
Madem ki ülkedeki yolsuzluk meselesini buradan başlayarak çözmek için harekete geçtik. Hiç olmazsa bunu siyasi oyunlara alet etmeyelim.
Bu doktorlar bizim doktorlarımız. Yarın yine kendimizi onlara emanet edeceğiz. Biraz dikkat, biraz hassasiyet… Bizden söylemesi…