İsrai-Filistin çatışması giderek tırmanırken, savaşın bölge yayılma ihtimali herkesi endişelendiriyor.
İsrail’de yapılan araştırmalarda halkın yüzde 75’i yaşananlardan Başbakan Netanyahu’yu sorumlu tutuyor. Zaten biz de bu köşede daha en başında “İsrail kazansa da kaybedecek, güvenlik ve istikrar imajı zarar görecek” demiştik… Durum şimdi oraya doğru gidiyor…
Tel Aviv yönetimi büyük bir ikilem içinde…
Bir taraftan kara operasyonu açıklamaları yapılıyor. Çünkü söz konusu kara operasyonu başlamazsa İsrail'in caydırıcılığı büyük oranda zarar görecek.
İsrail şimdilik Gazze'ye stratejik amacı belirsiz intikam saldırılarında bulunurken askeri hedeflere yönelik nokta operasyonlar ve hassas vuruş yapması gereken bir şehir savaşı için askeri ve istihbari anlamda ne kadar hazır olduğu şüpheli.
Peki ABD ve İngiltere’nin bölgeye gönderdiği uçak gemilerinin anlamı ne? Bu gemiler elbette Filistinliler için gelmiyor. Amaç olası bir bölgesel savaş ve diğer ülkelerin de savaşa dahil olması halinde İsrail’in diğer devletleriyle baş edemeyeceğini düşünerek savaşa müdahil olmak için geliyorlar.
Uzmanlar, ABD’nın tıpkı ırak savaşında olduğu gibi bölgeye bir dizayn verme çabasında olduğu ileri sürülüyor. Ama bu kez dengeler çok hassas. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da var.
Filistin halkı açısından meseleye baktığımızda bu çatışma bir varlık yokluk mücadelesine dönmüştür.
Bu dönemde her kötü günde olduğu gibi Filistin halkının yanında en çok yine Türkiye var.
Oysa çok değil iki ay önce Rum yönetimi Lideri Hristodulidis ile bir araya gelen Filistin lideri Mahmut Abbas, Rum yönetimi ile ortak bakanlar komitesini kurmayı, ticaret, turizm ve ekonomik alanlar da dahil olmak üzere işbirliğini geliştirmek istediklerini aktarıyordu.
Hatta Rum lider Hristodulidis, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile 2023 yılı içerisinde Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Filistin arasında üçlü zirve kararı aldıklarını duyuruyordu.
Peki şimdi ne oldu?
İsrail Filistin’e adeta soykırım uygularken, Rum lider Hristodulidis İsrail’i ziyaret ederek hem Başbakan Netanyahu ile hem de İsrail Cumhurbaşkanı Hertzog ile bir araya gelip destek beyan etti.
Yani iki ay önce Abbas’ın güvendiği dağlara bugün kar yağdı.
Filistin halkının uğradığı zulüm karşısında bugün bunları çok fazla dile getirmek doğru değil gibi görünse de kazın ayağı öyle değil.
Bir halkın başına gelen musibetlerde en büyük pay, o halkın idare edenlerin üstündedir.
Abbas’ın yaşanan bu trajediden alması gereken dersler vardır. Ne demişler… Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim... Bizden söylemesi…