Güçlü bir KKTC için geri adım atmamalı BAŞYAZI

Başbakan Ünal Üstel Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüşerek, İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'nde gelinen aşamaları değerlendirdi.

Başbakan Ünal Üstel Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüşerek, İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'nde gelinen aşamaları değerlendirdi. Yılmaz, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada enerji konusu başta olmak üzere İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü'nün aşamaları ve iki ülke arasındaki diğer gündem maddeleri değerlendirdiklerini açıkladı. İmzalanan mali protokolü bu kez uygulamakta kararlı olan hükümet, ülkede hiçbir değişimi kabul etmeyen ve statükodan beslenen bir grup tarafından eleştirilere maruz kalıyor. Ancak öyle görülüyor ki Başbakan Ünal Üstel kararlı, asla geri adım atmak istemiyor. Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Ama sadece biz değil, Anavatan Türkiye de ciddi bir ekonomik rehabilitasyon döneminden geçiyor. Türkiye hapşırsa bizim durumuz malum… Yatağa düşüyoruz. Ancak yine de umutsuz olmamak gerekiyor. Türkiye ne krizler atlattı? Ancak tüm bunlara rağmen Kıbrıs Türkü’nün elini bir an olsun bırakmadı. Şöyle bir tarihe yolculuk yapalım. Bugün yaşadığımız hangi kriz, bundan 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılırken yaşadığı zorluklarla karşılaştırılabilir. Bundan bir asır önce dünyaca ünlü dergi TIME, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kapağına taşımıştı. Genç Türkiye Cumhuriyeti henüz 4. yılında yüzde 8,5’lara varan bir büyüme yakalamıştı. Yoktan var edilen bir ülke, bitti denilen bir serüveni yeniden başlattı. Cumhuriyetin yüz yılını geride bırakırken, emin olun bugün yaşadığımız hiçbir zorluk 100 yıl önce yaşadığımız zorlukların yanına bile yaklaşamaz. Güçlü Türkiye elbette, Doğu Akdeniz’de de Kıbrıs Türkü için olmazsa olmazdır. Bugün haklarımız Rum komşularımızın iki dudağı arasında değilse, bundan en büyük etken anavatanımızın varlığı, arkamızdaki kararlı ve dirayetli duruşudur. Bugün mali protokol başta olmak üzere KKTC’nin kendi ayakları üzerinden durabilen güçlü bir devlet olabilmesi için yapılan önerilere karşı, kimi çevrelerce sergilenen tutumu üzülerek görüyoruz. Türkiye, güçlü bir mali yapı ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir ekonomiyi niçin istiyor? Kendisi için mi? Yoksa Rum’un karşısında daha dik ve güçlü durabilmemiz için mi, yani bizim için mi istiyor? Bu sorunun yanıtını samimi bir şekilde soralım. “Türkiye şunu istiyor, Türkiye bunu istiyor” diye yapılan propagandalara da kulaklarımızı tıkayalım. Türkiye Kuzey Kıbrıs’ın sadece iyiliğini istiyor. Bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım. Bizden söylemesi…
Bu haber 2221 defa okunmuştur

:

:

:

: