NEREDEN NEREYE

Bugün özgürlük ve bağımsızlık savaşının veya var olma savaşının , en son semeresi olan , Cumhuriyetimizin ilanının , 40’cı yılını kutluyoruz .

Bugün özgürlük ve bağımsızlık savaşının veya var olma savaşının , en son semeresi olan , Cumhuriyetimizin ilanının , 40’cı yılını kutluyoruz .
Osmanlı , adayı İngiliz’e kiraladıktan sonra , Kıbrıs Türk halkının sıkıntıları başlar ve 1960 Ortaklık Cumhuriyetine kadar devam eder .
O yıllar baskıcı yıllardı .
Kıbrıs Türk Halkından , bilhassa , Milli Kurtuluş zaferinin intikamı alınmaya başlanmıştı .
Adanın hakimiyeti , getirilen göçmen Rumların eline , bilinçli olarak veriliyordu .
Tıpkı Filistin’de olduğu gibi , Kıbrıslı Türkler göçe zorlanmakta . Bunun için de , ekonomik olarak çökertilmeleri , sistematik bir şekilde uygulanarak , hedefe gidilmekte idi .
Bu sistematik uygulama , İkinci Dünya savaşının başlaması ile buz dolabına konarak , askıya alınmıştı .
Savaştan sonra .
Adaya gelen Kıbrıslı Rum göçmenlerin , nüfus bakımından Kıbrıs Türk halkını geçmelerini fırsat bilerek , Enosis hülyasını gündeme getirdiler ve İngiliz’e karşı EOKA terör örgütünü faaliyete geçirdiler . Bilahare kısa bir süre sonra , hedefe Türkleri de aldılar .
O yıllar , Türk’lerin adada bir varlık olduğu , dünya tarafından kabul ediliyordu .
Türkiye’nin , BM ve NATO’ya girmesi ile , Ankara Hükümetinin bağları , batı ile daha sıkı fıkı olmuştu .
Kıbrıs sorununun , iki Nato üyesi , Türkiye ve Yunanistan’ı karşı karşıya getirmesinden korkan , NATO .
Adadaki , iki halk için bir çözüm anlaşması arayışına giderek , çözüm olarak Ortaklık Cumhuriyetini , model olarak taraflara sundular .
Tarafların , Anavatanları , yeni anlaşma metnini kabul ederek , yavrulara bildirdiler .
Ortaklık Cumhuriyeti , Zürih - Londra Anlaşmaları ile İttifak ve Garanti anlaşmalarına dayanıyordu .
İlk önce Zürih ve Londra Anlaşmaları hazırlandı .
Bunun üzerine , Rauf Denktaş , Dr . Küçük’le meşveret ederek , yeni doğacak olan devletin , bir de garantörlük sisteminin oluşmasını TC. Dışişleri Bakanı Zorlu’ya açtılar . Olumlu karşıladı ve masaya bu öneriyi getirdi , kabul gördü . Bunun üzerine , garantör ülkeler olarak , adada bir miktar asker de bulundurmalarına yeşil ışık yakıldı .
İngiltere’nin , adada üsleri olduğu için , sadece , Türkiye ve Yunanistan’ın garantör olarak , adada asker bulundurması kabul edildi .
Garantörlük sistemini , adada kabul eden batı , ileride Türkiye açısından bunun bir tehlike ve tehdit olmayacağını . Çünkü adaya giden 650 Türk Askerinin de NATO askeri olduğunu ve Brüksel’in onayı olmadan , hiçbir harekete girişemeyeceklerini . Türk Genel Kurmayının tayininin de Brüksel’den geçtiğini . Dolayısı ile , Türk Askerinin ülkenin milli çıkarları söz konusu olsa bile , yerinden kıpırdayamayacağı öngörüsü hakim olduğundan . Kıbrıs’a garantörlük sisteminin gelmesi , mevcut statüko için de bir tehdit oluşturmayacaktı .
Batının algısı bu idi .
Bu algı ne zaman ortaya çıktı ?
Kıbrıs Türklerinin katledildiği 1964 yılında , Jhonson’un , İnönü’ye yazdığı mektupta bu açığa çıktı .
Bu mektup , içerik olarak , Türkiye’nin NATO şemsiyesinin altında , NATO’nun onay vermeyeceği , ikili anlaşmalarla , Amerika’dan izin almadan , Amerikan malzemesinin de kullanılamayacak olmasıydı .
Bunu o yıllarda yaşadık ve gördük .
Bu algının , 20 Temmuz 1974’ te yanlış anlaşıldığının da canlı kanıtı oldum .
63 olayları ile , Kıbrıs Türk Halkı , devletin gerekliliği olarak , Geçici Türk Yönetimini , oluşturdu .
1974’ ten , 15 Şubat 1975’ e kadar da Otonom Türk Yönetimini teşkil ettirdi .
15 Kasım 1983 ‘ te ise , KKTC ‘yi ilan etti .
Nerelerden , nereye ?
Bu safhalardan geçene kadar , Kıbrıs Türk Halkı , çok ağır bedeller ödedi .
Şehitler , verdi .
Gaziler , oluştu .
Hepsini , minnet ve saygı ile anıyor .
Göçenlere , rahmetler diliyorum .
40 ‘cı doğum yıl dönümümüz , kutlu ve mutlu olsun .
Nice kırk yıllara inşallah .
Bu haber 1373 defa okunmuştur

:

:

:

: