GERİDE BIRAKTIĞIMIZ KIRK YILIN ANALİZİ

Enosis hülyası ile adayı cehenneme çeviren ve ada Türklerinin yaşam hakkını ortadan kaldırıp , adayı bir elen adası haline getirme gayreti içerisinde olan Rum halkı ve hamisi Yunanistan’ın . ikinci Cenevre Konferansında “Kantonal Federasyonu” reddetmeleri ile adanın bölünmesinin de yolunu açmışlardı .

Enosis hülyası ile adayı cehenneme çeviren ve ada Türklerinin yaşam hakkını ortadan kaldırıp , adayı bir elen adası haline getirme gayreti içerisinde olan Rum halkı ve hamisi Yunanistan’ın . ikinci Cenevre Konferansında “Kantonal Federasyonu” reddetmeleri ile adanın bölünmesinin de yolunu açmışlardı .
Şimdi , birleştirme gayreti içindeler .
Görüşme masasında , siyasal eşitliği de reddetmeleri ile Federasyon kapısını temelli kapatmış oldular .
Kıbrıs Türk Halkına , ayrı bir devlet çatısı altında , geleceğini belirlemekten başka bir seçenek bırakmadılar .
Daha açıkçası , en son müzakere masasında verilen onca tavize karşın , kendi tabirlerine göre , adanın birleşmesinin önüne , Himalaya’lar gibi set çekerek . İki devletliliğin önünü açtılar .
Bu yaptıkları hatayı , anladılar ama , köprülerin altından çok sular aktı .
Bunda da batılıların vaatlerinden yola çıkarak , her zamanki gibi yarı yolda kaldılar .
Yeni vizyon , Sn. Tatar tarafından , Cumhurbaşkanlığı kampanyasında dillendirildi ve seçimlerden sonra da devlet politikası haline getirildi .
1975’te , Federe Devletle işe koyulduk .
Çözüm ve “ başımızın göğe ereceği “ vaat ve propagandalarını her seçim ve görüşme masalarının başlangıç arifesinde , hep yaşadık .
Ekonomiyi ve getirdiği sıkıntıları “çözüme ve barışa “ bağladık ve üzerine yattık.
Yatmadık mı ?
Bal gibi yattık .
Ekonomiyi , bu doğrultuda programlayacağımız ve kalkınma planları yapacağımız yerde , olası çözümlere ekonomiyi ve yaşantımızı havale ettik .
Etmedik mi ?
Bal gibi ettik .
Kırk yılda , olmamız gereken hedefin veya hedeflerin , çok ama çok gerisindeyiz .
Olmamız gereken hedefin , noktasını gösterecek , yakınlaşmayı sağlayacak , daha bir icat bulunmadı kanısındayım .
Pek ala .
Bu hedefe ulaşmak için neler yapılmalı ?
Hükümet geçen aylarda , Beş Yıllık Kalkınma Programının , 2024‘ te yürürlüğe gireceği müjdesini verdi .
Geniş bir çalışma grubunun da , bu iş için ayrıldığının haberlerini okuduk .
Kalkınma planları , bir ülkenin seyir defteri gibidir .
Önceden planlanarak , gemi okyanusa açılır .
Şimdi yapılacak iş .
Ülkenin kalkınması için , her alanda , plan ve projelerin , deneyimli ve uzman ekipler tarafından hazırlanarak , yürürlüğe girmesi ve planın hedeflerine ulaşmasıdır .
Plan , KKTC’nin tek başına yürüteceği bir plan olmalıdır .
Bilimsel ve teknik yardımlar alınabilir .
Ülkede , meydana gelen her türlü olumlu ve olumsuz olaylar , kaynak teşkil edilmeli ve çözüm yolları planda bulunmalıdır .
Kırk yılın analizini , ayrıntılı bir şekilde yapmaya kalksam . Star Kıbrıs’ın tüm sayfaları kifayet etmez .
Onun için somuta kaçmadan , soyut bir şekilde analiz yapmaya çalışıyorum .
Tek kelime ile karnede geçer nota sahip değiliz .
Bir ülkenin gidişatı .
Halkının refah düzeyi , ekonomik göstergelerle kendini ispatlamaktadır .
Bizde , ibrenin nerede olduğunu , yazmayacağım .
Halk , bu konuda çok duyarlı .
Halk , bunu hesaplıyor .
İhracat , ithalat dengesizliği de ibrenin nereye doğru yöneldiğini göstermektedir .
Döviz olayı , elde olmayan bir gerçek .
Bunu asgariye indirmenin yolları da aranabilir , hayat pahalılığı dizginlenebilir .
Umutlar , 2024 ‘te uygulamaya girecek olan kalkınma planına bağlandı .
Aman ha .
Bu umutları , umutsuzluklara dönüştürmeyelim .
Kırk yılın analizine bakarsak .
Hiç mi iyi şeyler yapılmadı ?
Buna , hayır demek mümkün değil .
Fakat beklenenlerin yanında , iyi şeyler çok azınlıkta kaldı .
Beklenen hedeflere varmak için tüm yurtta kalkınma planı ile birlikte , kalkınma seferberliği de ilan edilmeli .
Çağdaş dünyaya erişmek , ancak bununla mümkün .
Bilmem anlatabildim mi ?
Bu haber 1377 defa okunmuştur

:

:

:

: