Bilmiyorsanız bir bilene danışın!

Yabancılara mal satışıyla ilgili düzenlemeler dün Meclis Genel Kurulu’nun birinci gündemiydi.

Yabancılara mal satışıyla ilgili düzenlemeler dün Meclis Genel Kurulu’nun birinci gündemiydi.
Aslında sadece bu hükümet değil, yıllardır kurulan birçok hükümet, ne yazık ki bilgi gerektiren konularda istişare mekanizmasını çalıştırmıyor. Bilemedikleri bir konuda danışmayı ayıp sanıyorlar.
Bu ülkenin yükseköğretim ve turizmle birlikte üçüncü önemli lokomotifi olan inşaatı diğerlerinden ayıran önemli bir özelliği var. İnşaat sektörü en az 300 kalem sektör için can damarıdır. Dolayısıyla bu sektörde alınacak bir kararla ilgili hükümetin uzmanları çağırıp, atılacak adımlarla ilgili istişarede bulunması gerekir.
Bakın Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa, bundan aylar önce “emlakta kriz kapıda, fiyatlar düşecek, satışlar da düşecek” diye uyarıda bulundu.
Bugün sektörün tam manasıyla krizin göbeğinde olduğunu söyleyebiliriz. İskele’de emlak satışlarında komisyon oranları yüzde 25-30’lara çıktı. Neden? Çünkü evler satılamıyor.
2015 yılından bu yana onca hükümet değişti? Ne yazık ki sektöre ilişkin kapsamlı bir plan, yol haritası çıkarılamadı.
Bakın bundan sekiz yıl önce yapılan ülkesel fizik planda ne diyordu? ‘Zemini en zayıf bölge Long Beach, buraya yüksek katlı inşaat yapmayın’ diyordu. Peki biz ne yaptık? En yüksek katlı binaları bu bölgeye yaptık.
Fasıl 96 ile inşaatlarda bir düzen uygulanmaya çalışılıyordu. Ama biz ne bu yasanın öngördüğü bina yüksekliğini dinledik… Ne gerekli yeşil alanı ya da araç park yerini yaptık… Ne de arıtma tesislerini yaptık. Yasaları çiğneyip Fasıl 96’yı paramparça ettikten sonra döndük günah keçisi olarak yine Fasıl 96’yı ilan ettik.
Son imar planı geçmeden önce Müteahhitler Birliği, İskele’de 20 bin konutun legal durumda olmadığını, o yüzden bu planın mutlaka çıkması gerektiğini savunuyordu. Peki bu nasıl oldu?
Bu sırada belediye, şehir plancıları, müteahhitler birliği, hükümet neredeydi?
2023’e geldik. Yıllardır yapılmayan arıtma tesisleri yüzünden büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalırken, halkın cebinden yaratılacak bir fonla arıtma tesisi yapmaya karar verdiler.
Bu bedeli halk neden ödesin?
Bir meseleyi çözmek için önce amacı sonra yolu seçmek mantıklıdır. Yabancıya mal satışında vergiyi yüzde 0.5’ten, önce 6’ya sonra da 12’ye çıkardık. Burada amaç mal tazmin komisyonuna ya da sosyal konutlara kaynak yaratmak mı? Yaratılacak kaynakla yeni Orams davalarını mı engelleyeceğiz? Peki altın yumurtlayan bu tavuğu kesersek o yumurtadan ileride nasıl gelir ederiz?
Yabancıya satılan yerler en çok deniz kıyısında bin metre içeriye kadar geliyor. Açık söyleyelim Rumdan bize kalan arazilerin üstüne yapılıyor. Kıbrıslı Türkler olarak bizler bu arazileri satarak oğlancıklarımızı, kızcıklarımızı evlendirdik. Onlara bir yaşam kurduk. Dolayısıyla bu satışı yapanlar da eleştirilemez.
Yabancıya ev satışını durdurmak mıdır burada amaç? Çıkın sokağa sorun. Marketçi, taksici, esnaf, bu ülkede iş yapan kim varsa yabancıların gelmesinden şikayetçi mi sorun bir bakalım.
Başta dediğimiz gibi ne yazık ki ülkeyi yönetenler, yaşanılan sorunlar karşısında istişare ve danışma mekanizması kurmuyor.
Mesela Meclis’teki emlakçılar yasası… Allah aşkına bu yasayı kim hazırladı? Yasada diyor ki satışlar bir avukat üzerinden olacak… Peki ortada bir alıcı ve bir satıcı varken, tek bir avukat kimi temsil edecek? Bu eşyanın tabiatına ters değil mi? Yasada satıştan avukatın yüzde 1 komisyon alacağı belirtiliyor. Bütün işi halettik şimdi avukatları emlak komisyonculuğuna mı soyunduracağız? Bu nasıl mantık?
Ne yazık son sekiz on yıldır bu ülkede bir tane aklı başında plan uygulanmadı. Başbakan Ünal Üstel, dün Meclis’te yaptığı konuşmada “Hepimizin bazı şeyleri eksik yaptığını kabul etmemiz lazım” dedi. Son derece yerinde bir tespit. Madem yanlış yaptık, düzeltmek için meseleye hakim, bilen insanlardan fikir alıp harekete geçmek gerekir. Bizden söylemesi…






Bu haber 1906 defa okunmuştur

:

:

:

: