TC. Cumhurbaşkanı , Atina’ya , dün bir resmi ziyaret gerçekleştirdi .
Ziyaretin ana gayesi , iki ülke arasındaki sorunlara barışçı yaklaşımlarla , barışçı çözümler bulmak .
Dünyada barış , çok önemli .
Çok hayati .
Gazze örneğini görüyoruz .
Gazze Halkını , 1963 – 1974 Rum – Yunan mezalimini yaşayan bizler çok iyi anlıyoruz .
11 yıl , acı ve gözyaşı içinde geçen o yılları yaşayanlar , Gazze’nin ne anlama geldiğini , muhakeme ederek , o yılları tekrar yaşar gibi olur .
Dolayısı ile barış , bölgemizde ve dünyada çok önemli .
Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlar , geçmiş yıllarda , iki ülkeyi , nerede ise savaşacak duruma getirmişti .
Türkiye ve Yunanistan’ı karşı karşıya getiren sorunlara , bir bakalım .
Bu sorunların içerisinde birinci sırayı teşkil eden , Kıbrıs sorunudur . Yunanistan ile bu sorun 1963 ‘te başlamıştı .
Ayrıntılara girmek istemiyorum .
Konumuz bu değil .
İkinci sıradaki sorun Ege .
Silahsız olarak uluslararası anlaşmalarla statülenen adaların , silahlanması ve ABD’ ne üs olarak verilmesi .
Ege de karasularının 12 mile çıkarma gayretlerinin devam etmesi .
Akdeniz deki enerji ihtilafı .
Kıbrıs’la ilgili yapılacak bir anlaşmanın içeriğini , yakın bir geçmişte , hem güney , hem de Yunanistan tekrarlayarak . KKTC’nin son olarak ortaya atmış olduğu , egemenliğe dayanan olası bir anlaşmayı kesin kes reddettiklerini .
Ayni serenadı çalıp söylediklerini .
Bunu , hempalarına da çaldırıp , söylettiklerini duyuyoruz .
“Çağ dışı kalmış garanti sistemini “ ise ağızlarına almak bir yana duymak bile istemiyorlar .
Güney ve Yunanistan bunda mutabıktırlar .
Gelelim Ege’ye .
Silahlandırılan adalar , eski statüsüne geri çekilecek mi ?
Buralara üs kuran ABD , bu adaları terk edecek mi ?
Ege’de , karasularını 12 mile çıkarmaktan , vaz mı geçecek ?
Türkiye’nin, münhasır ekonomik deniz yetki alanlarını tanıyacak mı ?
Bunlar , Yunan tarafının kabul etmesi gereken Türk talepleri .
Madalyonun , bir de ters yüzüne bakalım .
İki ülke olarak , barış içinde yaşayabilmeleri , tüm sorunların çözüme kavuşması ve ortadan kalkması ile mümkün .
Bu sorunlar , dağ gibi ortada .
Bunları , Yunan tarafı kabul etti mi ?
Yoksa , Türk tarafı , bu taleplerden vaz mı geçti ?
Bu sorunlar dururken , pozitiflikten bahsedilebilir mi ?
Sn. Erdoğan , her zaman olduğu gibi barış elini uzatmıştır .
İki komşu ülkenin , birlikte , ortaklaşa , enerji kaynaklarından yararlanma teklifi de Yunan tarafına iletilmiştir .
Türk tarafı , iyi niyetle , bu ziyareti gerçekleştirerek , barıştan yana olan gerçek tavrını , ortaya koymuştur .
Bunun gerçekleşmesi ise Yunan tarafına kalmıştır .
Bu barış elini , 1973 ‘te de , çiçeği burnunda Başbakan rahmetli Bülent Ecevit uzatmış ve Ege’nin bir barış denizi olmasını önermişti .
Tabii bu el , hep havada kalmanın yanında , Yunanistan , bir sene sonra , Kıbrıs’ı kendi egemenliğine bağlamak için adayı işgal etmiş .
Havada kalan el de , demir bir yumruk gibi kafalarına inmişti .
Bu olaylar karşısında , hatırlatma gereği duydum .