Ülkenin önde gelen müteahhitlerinden Koral Bozkurt, sosyal medya hesabından paylaştığı istatistikle Türkiye’de yabancılara yapılan konut satımının 1 yıl içerisinde yüzde 61.5 azaldığına işaret ederek, kamuoyuna “Türkiye kötüye giderken biz iyiye gidebilir miyiz?” sorusunu sordu.
Ülkenin önde gelen müteahhitlerinden Koral Bozkurt, sosyal medya hesabından paylaştığı istatistikle Türkiye’de yabancılara yapılan konut satımının 1 yıl içerisinde yüzde 61.5 azaldığına işaret ederek, kamuoyuna “Türkiye kötüye giderken biz iyiye gidebilir miyiz?” sorusunu sordu.
Bozkurt son derece haklıdır. Ancak bugün yapılan bu uyarı geç kalmış bir uyarıdır.
Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa, bundan tam 5 ay önce yaptığı uyarıda inşaat ve emlak sektörünün bu yıl sonuna kadar önemli bir krizle karşılaşacağını iddia etmiş, “Emlak sektöründe 2023 çıkmadan önce fiyatlar düşecek, satışlar da düşecek. Bilhassa belli başlı bazı yerlerde bu etki ciddi derecede hissedilecek. Kıbrıs’ta kriz olacak. Bazı şirketler büyük çapta sarsılacak. Etkisi en az 12 ay sürecek…” ifadelerini kullanmıştı.
Şu anda geldiğimiz noktada piyasada emlakçılar da satışların yüzde 80 durduğundan şikayet ediyor. Aslında yüzde 30’lara çıkan inanılmaz komisyon oranları evlerin satılamadığının en büyük göstergesi.
Koral Bozkurt bugün uyarıyor, Ali Özmen Safa da beş ay önce uyardı ama ne değişti?
Hükümet piyasanın daralmaması için gereken tedbirleri aldı mı?
Tam aksine yabancılara satılan konutlarda yüzde 0.5 olan vergiler yüzde 12’ye çıkarılarak yangına benzin döküldü.
Konut ¬sektöründe yaşanan sıkıntıların kaynağı yabancılar gibi gösterilerek, ülkeden konut alan yabancılar günah keçisi ilan edildi.
Beş yüze yakın sektörü besleyen İnşaat sektörü durursa ne olacak? Sadece turizm ve yüksek öğretim bu ülkeyi tek başına çekebilir mi?
Şu anda satılan evlerin yüzde 95’i henüz bitmedi.
Belli ki bu konutları yapan müteahhitlerin çoğu ciddi risk altındadır.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi İskele’de taşınmaz malı olan Rumların, konutlarının yabancı uyruklular tarafından “yasadışı olarak değerlendirildiği” gerekçesiyle bir hukuk savaşına hazırlandığını görüyoruz.
Yani ufukta ne yazık ki yeni Orams davaları peş peşe görünüyor.
2007-2008’lerde Esentepe’yi konut mezarlığı haline getiren krizi hatırlayalım. Bugün genişleyen piyasa ve yapılan evlerin sayıca çokluğu bizi o krizi bile arar hale getirebilir. Bizden söylemesi…