Önce devlet sonra gelecek…

40 yıl geçmiş…

40 yıl geçmiş…
Yollarımız delik deşik…
Sağlıkta, eğitimde, bürokraside istediğimiz noktada değiliz...
Halk yıllardır yolsuzluk üreten bir sistemin mağduru olmuş…
Adalet neredeyse aslanın ağzında… Ona ulaşmak için bin bir çaba gerekiyor.
Ekonomik olarak da ne yazık ki hedeflediğimiz noktanın çok uzağındayız…
Peki suçlu kim?
Bizim güven içinde yaşamamız için çatı olan devlet mi kabahatli?
Yoksa sağdan sola, a partisinden b partisine gelmiş geçmiş yönetimde bulunan kim varsa herkesin bu çorbada tuzu mu var?
Kimse karşısındakini suçlayıp ak kaşık gibi kenara çekilmeye kalkmasın.
Bugün geldiğimiz noktadan şikayetimiz varsa burada kabahatli olan devletimiz değil, onu layığınca yönetemeyen bizleriz…
Devleti bir eve benzetelim. Evin içinde yaşayanlar da bizleriz. Evin içindeki aile bireyleri bazı hatalar yapabilir.
Bu hatalar sonucu kötü şeyler yaşadıysak evi mi yıkmalıyız?
Yoksa o evin içinde yaşayanlar kendilerine bir çeki düzen mi vermeliler?
74’ten bu yana 50 yıl geçti, 83’ten bu yana da 41 yıl…
Bunca yıl bu devletten maaş aldık... Makamlarında oturduk... Ayrıcalıklarından faydalandık…
Ama ne yazık ki, aramızda nimetlerinden faydalandığımız o devletin ‘sahte’ olduğunu söyleyip Rum’a yamanmaya çalışan insanlar da gördük.
74 öncesi Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda direnirken hiç şüphesiz gün geldiğinde aramızdan böyle insanların çıkacağını düşünemezdi.
Herkes doğru bildiğini elbet söyleyecek. Demokrasinin güzelliği de bu.
Ama yarın devletimiz olmazsa bu olanağı da bulamayız.
Alın size yanı başımızda Filistin halkının yaşadığı dram…
Dünyanın gözü önünde bir millet soykırıma uğruyor. Çığlıklar duyulması için bin bir mücadele veriyor.
74 öncesi Kıbrıs Türk halkı da bunları yaşadı. Ama bizim anavatanımız vardı. Herkes sussa da anavatan susamazdı.
Bedeller ödendi. Sonunda şehit kanıyla bu topraklar sulanarak bu devletin temeli atıldı.
Sözün özü. Devlet olmazsa millet olmaz. Millet olmazsa gelecek olmaz. Bizden söylemesi…
Bu haber 1456 defa okunmuştur

:

:

:

: