Bu topraklarda ayakta kalabilecek miyiz?

Ülkenin lokomotif sektörü inşaat bir krizin ortasından geçiyor.

Ülkenin lokomotif sektörü inşaat bir krizin ortasından geçiyor.
Sağlık sistemi reçete soruşturmasıyla adeta boğuşur durumda.
Hukuk sistemi kör topal gidiyor desek orada da ciddi sorunlar var. Sadece reçete soruşturmasında davaların bitmesinin 10 yılı bulabileceği belirtiliyor.
Yani ekonomi zorda, sağlık kilitlendi, adalet topallıyor…
Eğitim desen orada da durumun pek parlak olmadığı aşikar.
Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem kenetlenme dönemi, sorunları ortak akılla çözme dönemidir.
Bakın emlak sektörüne.
Sektörün duayen isimlerinden Ali Özmen Safa, “emlakta kriz geliyor, önlem alın” diye aylardır bağırıyor.
Şu anda bazı bölgelerde arsa sahibinden arsayı alan müteahhitler yüzde 25 kat karşılığı inşaat yapma oranı yüzde 35’e kadar çıkardılar. Daha çok Türkiyeli olan bu müteahhitler bol keseden dağıtıyor.
Emlakçılar da satış komisyonu yüzde 30-35’lere yükselince sormak farz oldu.
Müteahhit kendisine kalan parayla bu inşaatları bitirebilecek mi?
Aylardır spekülatörlerin şişirdiği balon zaten patlamıştı.
Başta Akan Kürşat davası olmak üzere Rumların uluslararası arenada estirdiği hava da buna eklenince satışlar ciddi derecede etkilendi.
Dolayısıyla ekonominin itici gücü inşaat, 2008’leri aratacak bir krizle karşı karşıya kalabilir.
Diğer yandan beş 5 aydır tamamlanmayan tahkikat sonucu, ülke sağlık sistemi çökme noktasına geldi, eczacılar sigorta reçetesi yapmaktan korkar hale geldi.
Tutuklanan 57 eczacı teminata bağlandı. Ama iş öyle bir noktaya geldi ki daha yargılanmadan suçlu ilan edildiler.
Buraya kadar sağlık sistemini konuşurken soruşturmanın ikinci basamağı adalet sistemimizi de sorgulatıyor.
Avukatlar bu işin sonuçlanması ve de teminata bağlanan eczacıların davalarının görülmesi için 10 yıllar gerektiğini söylüyor.
Peki en iyi ihtimalle 10 yıl sonra biten davada bu insanlar suçsuz bulunursa ‘pardon’ demeniz yetecek mi? En temel insan haklarının çiğnenmesi nasıl telafi edilecek?
Bir ülkeyi ayakta tutan nedir? Ekonomi… Sağlık… Yargı… Eğitim…?
Bunların biri güçlüyse diğerini ayağa kaldırır. Peki bizde hangisi tamam? İşte korktuğumuz sorunun cevabı da budur.
Çünkü bu topraklarda ayakta kalabilmemiz, bu sorunun cevabına bağlıdır.
O yüzden ülke olarak sorunları parti renklerinin dışında çıkarsız, menfaatsiz bakma mecburiyetimiz vardır. Aksi halde Kıbrıs Türkünün bu topraklardaki gelecek sınavı çok zorlu geçecek. Bizden söylemesi…


Bu haber 1418 defa okunmuştur

:

:

:

: