Türkiye’de inşaat sektöründe durum bizimkisinden farklı değil. Konut satışları 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17,5 azalarak 1 milyon 225 bin 926 olarak gerçekleşti.
Yabancılara yapılan konut satışları ise 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 48,1 azalarak 35 bin oldu.
Yani satışlar düşüyor. Satışlar düşerken konut fiyatlarında da en az yüzde 25 gerileme olduğu, fiyatların üzerinden köpüğün gittiği kaydediliyor.
Peki ya inşaat maliyetleri…
Orada da ciddi bir artış var. Maliyetleri yükselen müteahhitler daha az karla satış yapmayı göze alsalar bile talepte ciddi bir daralma olduğu için zordalar.
Bizim ülkemizde de durum farklı değil.
İş insanı Ali Özmen Safa aylar önce hem Ada TV’de hem de Star Kıbrıs’taki manşetlerle uyardı. “Fiyatı arz ve talep belirler, ekonominin en temel prensibi budur, ateşle oynamayın” dedi. Ama bazı uyanıklar fiyatı kendi belirlemeye kalktı. Bugün geldiğimiz sorunun temeli de buradan oluştu.
Türkiye’de de durum böyle oldu. Şimdi sektörde tehlike çanları çalıyor.
Su akar yolunu bulur. Eninde sonunda ekonominin temel prensibi çalışır.
Ali Özmen Safa’nın altı ay önce KKTC için yaptığı uyarı Türkiye’de gerçek oldu. Fiyatlar suni olarak yükseldi. Haksız kazanç peşinde koşan müteahhitler şimdi ekonominin en temel prensibini çiğnemenin bedelini ödüyor.
Peki şimdi ne olacak? Fiyatların düştüğü, talebin gerilediği bir ortamda Türkiye’de baş gösterecek krizin birçok mağduru olacak. Bazı firmalar ekonomik olarak darboğaza düşecek.
2008 yılında Esentepe’de biz de benzer bir kriz yaşamıştık. Bir anda yarım kalan inşaat mezarlığına dönen o bölge, büyük mağduriyetler yaratmıştı.
Benzer bir tehlike ülkemiz için yine gündemdedir. Türkiye’de yaşananlardan ve elbette bizim geçmişte gördüğümüz acı tecrübelerden ders almalıyız.
Ülkenin lokomotif sektörü inşaatta tehlike çanları çalıyor. Buradan uyaralım. Bizden söylemesi…