Liderlerle görüşmesinin ardından, “Kolombiya’da müdahil olduğum barış sürecinden sonra öğrendiğim en önemli şey dinlemekti. Önce dinleyeceğim” diyen BM yetkilisi Cuellar’ın Rum tarafının tavrını “olumlu ama yetersiz”, Türk tarafının tavrını da “tamamen olumsuz” bulduğu öne sürüldü…
Liderlerle görüşmesinin ardından, “Kolombiya’da müdahil olduğum barış sürecinden sonra öğrendiğim en önemli şey dinlemekti. Önce dinleyeceğim” diyen BM yetkilisi Cuellar’ın Rum tarafının tavrını “olumlu ama yetersiz”, Türk tarafının tavrını da “tamamen olumsuz” bulduğu öne sürüldü…
Demek ki Sayın Cuellar dinledi ama yanlış anladı…
Zira doğru anlasa Kıbrıs Türk tarafının hem Annan Planı’nda hem de Crans Montana’da gösterdiği tüm yapıcı tutuma karşı adeta cezalandırıldığını görürdü.
Annan Planı sonrasında Yeşil Hat tüzüğü ile ağzımıza çalınan bir parmak bal bu halkın yıllardır ambargolar altında uğradığı zararı tazmin etmekten çok uzaktır.
Cuellar’ın Ada’nın “bütün kentleri ve köylerinde” yapacağı çeşitli temaslarla Kıbrıslı Türklerin ve Rumların kültürlerini ve düşüncelerini öğrenmek istediği, bu nedenle Ada’da kalacağı sürenin bir haftayı aşacağı belirtiliyor.
Bir hafta Kıbrıs’ı anlamak için yeterli bir süre değildir.
Kıbrıs’ı anlamak için 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 63’te nasıl gasp edildiğini görene kadar geri gitmesi, tarihi incelemesi gerekir.
Cuellar’ın tam tarihi belli olmamakla birlikte, önümüzdeki süreçte temasta bulunmak üzere Ankara, Atina ve Brüksel’e de gideceği belirtiliyor.
Yani Kıbrıs meselesinde bütün paydaşların tezleri tek tek dinlenecek.
Şu anda daha çok dinleme safhasında olan BM yetkilisi, şubat ayının ortalarında ilk görüşlerini aktaracak.
Görev süresi altı ay ile sınırlı olan Sayın Cuellar’ın Rum basınına sızan ilk kanaatine bakacak olursak tarafız olduğunu söylemek mümkün değil.
Zira tarafsız olsa Crans Montana’da Anastasiadis’in masayı dağıtmakta en büyük destekçisi olan Hristodulidis’in samimi olmayan yaklaşımlarını gerçekçi bulmazdı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tavrını “olumsuz” bulan Cuellar’a sormak lazım.
Neye göre olumsuz? Kıbrıs sorunu dün başlamadı.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Türkiye ile birlikte ortaya koyduğu “egemen eşitlik temelinde iki ayrı devlet” tezi, bizim bunca yıldır çektiğimiz çilelerin imbiğinden süzülmüş bir tezdir…
Kıbrıs Türk tarafı bu tezi sabah erken kalkıp aklına geldi ortaya atmadı.
Birleşmiş Milletler samimi ise Kıbrıs Türk halkına azınlık muamelesi yapan Rum yönetimine karşı “yeter artık” demeli. Aksi halde bu anlayışla Kıbrıs meselesi uzun yıllar yeniden müzakere masasına getirilemez. Bizden söylemesi…