Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Kıbrıs'a gerçekleştirdiği iki günlük resmî ziyaret kapsamında Lefkoşa Belediye Sarayı'nı ziyaret etti.
Rum lider Nikos Hristodulidis’in eşlik ettiği Steinmeier, Lefkoşa ‘da yol boyunca karşılaştıkları barikatların ve karakolların önünde Lefkoşa’nın kuzeyini varillerin arasından izledi.
Bu tuhaf durum bir fotoğraf karesiyle ölümsüzleşirken, beraberinde birçok soruyu da gündeme getirdi.
Bu ilk değil.
Avrupalı liderler Güney’i ziyaret ederken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden tek bir yetkili ile bırakın görüşmeyi telefonla bile temas kurmuyor.
Steinmeier de öyle yaptı.
Haksız ve adaletsiz bir biçimde Kıbrıs’ta yaşayan bütün halkların lideri saydığı Avrupa Birliği üyesi Rum kesiminin lideri Hristodulidis ile doya doya konuştu.
Ancak şurası bir gerçek.
Onlar yok sayıyor, konuşmuyor diye Kıbrıslı Türkler bu adada buharlaşıp uçmuyor. Askeri, polisi, yargısı, meclisi, devletiyle dimdik duruyor.
Türk Mukavemet Teşkilatı’nın toplantısında dün konuşan Cumhurbaşkanı Tatar’ın uzun zamandır dile getirdiği çok önemli bir tespit var.
Tanısalar da tanımasalar da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık bir gerçektir…
50 yıldan fazla federal temelde bir anlaşma için müzakere masalarında, Kıbrıs Türk halkının iyi niyetine rağmen zaman kaybedildiğini dile getiren Tatar, Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa, KKTC devletinin bu anlaşmanın bir parçası olması gerektiğinin altını çizdi.
Aslında Kıbrıs’ta bir anlaşma olması için Rum yönetiminde önce Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere yönelik bakış açışını değiştirmesi gerekir.
Her fırsatta şımartıp sırtını sıvazladıkları Rumlara gerçekleri söylemeli, bu adada yönetimi Kıbrıslı Türklerle paylaşmaları gerektiğini hatırlatmak zorundadırlar.
Aksi halde bugünkü durum, ister bölünmüşlük deyin ister başta bir tanım getirin, eninde sonunda kabul edilmek zorunda kalınacaktır.
Yıllardır yürüttükleri ambargolarla, izolasyonlarla Kıbrıs Türküne diz çöktürmeye çalıştılar.
Ancak bu mümkün olmadı.
Belki Steinmeier Lefkoşa’da yeşil hat sınırında varillerin arasında baktığında bunu görmemiş olabilir.
Ama Kıbrıs Türkü anavatanıyla birlikte yürüttüğü bu mücadelede bu adada sonsuza kadar var olacaktır.
Yeter ki biz bu mücadeleyi yürütürken safları sık tutalım. Bizden söylemesi…