Neden ders almıyoruz?

Ülke olarak ne yazık ki yaptığımız hataların hiçbirinden ders almıyoruz.

Ülke olarak ne yazık ki yaptığımız hataların hiçbirinden ders almıyoruz.
Örnek mi…
Çok değil bundan birkaç ay önce Maliye Bakanı hayat pahalılığı için yıl sonu beklentisini ifade ederken ,yüzde 48.5 olabileceğini söylemiş, bu artışın maaşlara yansıtılacağını da sözlerine eklemişti…
Sonra ne oldu?
Daha yıl sonu gelmeden kasım ayında yapılan bu açıklama enflasyon ateşini adeta körükledi.
İğnede ipliğe her şeye zamlar daha yılsonunu beklemeden yağmur gibi yağmaya başladı.
Sonunda ne olduğu herkesin malumu…
Bırakın yüzde 48.5’i enflasyon yüzde 51’e yaklaştı.
Ekonomide enflasyonun en önemli unsuru psikolojik beklentinin kırılmasıdır. Yani siz alacağınız birçok önlemin yanı sıra psikolojik enflasyon beklentisini de kırmanın yolunu aramalısınız.
Peki bizim ülkemizde böyle mi oluyor?
Tam “Maliye Bakanı’nın yaptığı bu açıklama hataydı, keşke böyle konuşmasaydı” diye fikir birliğine kavuştuğumuzu sanmışken, bu kez İstatistik Kurumu Başkanı İrfan Tansel Demir’den tuhaf bir açıklama geldi.
Demir, “Enflasyon böyle giderse hayat pahalılığı 4 ayın sonunda yüzde 28’i bulabilir” açıklamasında bulundu.
Akıl alır gibi değil.
Bu açıklamanın kime ne faydası var anlamak istiyoruz.
Dört ay sonra geldiğimiz durum elbette açıklanacaktır. Bu İstatistik Kurumu’nun görevidir.
Ancak daha yılın ikinci ayı bitmeden dört ay sonra yüzde 28 gibi yüksek bir rakamı telaffuz etmek ateşe benzin dökmekle eşdeğerdir.
İstatistik Kurumu Başkanı gibi son derece yetkili bir kişi bu açıklamayı yaptığına göre çarşıda pazarda esnaf şimdiden yüzde 28 zammı ürün ve hizmetlere koyarsa kim onları haksız bulabilir?
Hayat pahalılığıyla mücadele, hükümet, bürokrasi, vatandaş, esnaf, işadamı kısaca toplumun tüm katmanlarıyla yapılmalıdır.
Aksi halde başarılı olma şansı yoktur.
İstatistik Kurumu belli ki geçen ay açıkladığı hayat pahalığı oranı Türkiye’nin gerisinde kaldığı için bir mahcubiyet hissediyor.
Öyle görünüyor ki bu açıklama da o mahcubiyetin etkisiyle yapılmış bir açıklamadır.
Ancak böyle ciddi bir devlet kurumunun itibarı bu tür açıklamalarla asla sağlanamaz.
Belli ki İstatistik Kurumu Başkanı, Maliye Bakanı’nın 4 ay önce yaptığı açıklamalara yönelik eleştirilerden ders almamış.
Ancak buradan uyaralım. İstatistik Kurumu’nun görevi ortaya çıkan rakamlarla konuşmaktır. Nisan sonunda ortaya çıkacak enflasyonu şubat başından ilan etmek, daha doğrusu piyasayı yönlendirmek en hafif tabiriyle ülke ekonomisine ihanet olur. Bizden söylemesi…




Bu haber 1139 defa okunmuştur

:

:

:

: