Türkiye’nin ilk milli muharip uçağı Kaan, dün Ankara semalarında ilk uçuşunu yaptı.
Yerli ve milli savunma sanayinde gelinen son noktayı anlatması bakımında fevkalade önemli olan bu gelişme, dünya tarafından da ilgiyle izlendi.
Özellikle Yunan medyası ve Rum komşularımız, Kaan’ın ilk uçuşunu dikkatle takip eden ülkeler arasındaydı.
Türkiye’nin ABD ile yıllardır yaşadığı F-16 krizi ve yeni nesil savaş uçağı F-35’lerin satışıyla ilgili konunun bile açılamaması oldukça sıkıntılı bir süreç yaşattı.
Kul sıkışmayınca hızır imdada yetişmezmiş.
Kaan böyle bir atmosferde mavi vatana güneş gibi doğdu.
Bize şartlı satılan silahların gölgesinde yılarca Batı’nın silah tüccarları elinde oyuncak olduğumuz dönem artık geride kaldı.
İlk yerli SİHA’lara burun kıvıranlar bile şimdi gelinen noktayı takdirle karşılıyor.
Türkiye artık bölgesinde savunma sanayinde kendi göbeğini kendisi kesebilen bir süper güç olma yolunda hızla ilerliyor.
Ne yazık ki öyle belalı bir coğrafyada yaşıyoruz ki, askeri bakımdan kendi kendine yetebilen, kendi silahını üretebilen bir noktada olmazsak ciddi bir tehlike altında kalırız.
Teknolojiyi üretemezsen paran olsa bile emir alırsın.
Mesela Türkiye’nin geçmişte Batı’dan aldığı silahlara, Güneydoğu’da kullanamazsın, orda burda kullanamazsın şartı konuyordu.
Parasını ödediğiniz silahı bile kullanmaktan aciz hale getiriliyorduk.
Dünyanın öbür ucunda bir ülke, bizim Ege’de ya da Doğu Akdeniz’de havalanan uçağımızı kontrol eder bir noktadaydı.
Kaan hiç şüphesiz Mavi Vatan’da tüm Türk halkı için bir dönüm noktası olacak.
Türkiye Yüzyılı olarak adlandırılan yeni dönemin puzzle parçaları yavaş yerine oturuyor.
Hiç şüphesiz Kıbrıslı Türkler olarak Türkiye’nin geliştirdiği bu yeni silahlar bizim de güvenliğimiz açısından önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Doğu Akdeniz’deki satranç tahtasında daha güçlü hamleler yapabilmek için dosta güven düşmana korku salmak zorundayız.
Kaan sadece Türkiye’nin değil Kıbrıslı Türkler olarak bizlerin de gökyüzündeki gücümüz olacak. Bizden söylemesi…