1955’te EOKA ile başlayan , adanın Yunanistan’a bağlanma idealini , Akritas Planı ile fiilen Yunanistan’a bağlanma operasyonunu , Ortaklık Cumhuriyeti ile pekiştirme planları . 21 Aralık 1963 ‘te başlamış ve bilindiği gibi , 1974’ün 20 Temmuz’unda son bulmuştu .
Kıbrıs Türküne kızılcık şerbeti içirilmesine rağmen , ne bedenen , ne de ruhen istenilen noktaya getirilememişti .
Bu da , kararlılığı , azmi ve dik duruşu ile mümkün olmuştur .
Nedir bu Kızılcık şerbeti ?
Ona bir bakalım .
21 Aralık 63 senesinde çıkan olaylar karşısında , adada Türk canı alınmasının önüne geçmek için , bu günkü gibi 60 yıl önce , BM GK sözde akan kanı durdurmak için , bir karar üretti .
21 Aralık’ta , Ortaklık devletinden fiilen dışlanan Kıbrıs Türk’ünü , BM GK‘ nin 186 sayılı kararı , bu ortaklıktan atılmasını teyit eder içerikte idi .
Dilerseniz önemli md. alıntılar yaparak irdeleyelim .
Maddelere geçmeden , giriş paragrafına bir bakalım .
“ Tüm üyeler , uluslararası ilişkilerinde , gerek herhangi başka bir devletin toprak bütünlüğüne , ya da siyasal bağımsızlığına karşı , gerek BM amaçları ile bağdaşamayacak her hangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidinde , ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar .”
Bu paragraf , TÜRKİYE’ye göz dağı veren paragraf .
Karar , 8 md. oluşmakta .
İşte , Kıbrıs Türk’üne , şerbeti içiren madde .
BM Barış gücü :
Md. 4. Kıbrıs Hükümetinin de izniyle , Kıbrıs ta bir BM barış gücünün kurulmasını tavsiye eder . Gücün içeriği ve büyüklüğü , KIBRIS Hükümeti , YUNANİSTAN , TÜRKİYE VE İngiltere ile istişare içinde olacak . G S tarafından belirlenecektir . GÜCÜN KOMUTANI GS tarafından atanacak ve ona bağlı olacaktır …
Kararda , Ortaklık Cumhuriyetinden dışlanan Kıbrıs Türk’ünü , bu kararla Rum’un kararını teyit etmekte ve adanın tek hakimi olarak , Kıbrıs Rumlarını Cumhuriyetin sahibiymiş gibi karar üretmektedir .
Kıbrıs’ta akan kanı durdurmak gerekçesi ile , Garantör Türkiye , bu karara onay vermiştir .
Dönemin İnönü Hükümetinin Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin , Kıbrıs Cumhuriyetinin yasal sahipleri olarak , Kıbrıs Rumlarını kabul eden bu karar karşısında , bir önceki paragrafta yazdığım gibi .
Gerekçe : Akan Türk kanının durdurulması amaçlanmıştı .
Kararla , Türk kanlarının akıtılması durdu mu ?
Ne gezer ?
Kararla , gözünü kan bürümüş Makarios ve Grivas , Türk Halkının yoğun olduğu yörelere , zamana göre tam teçhizatlı 10 bin Yunan askeri ile saldırmaya ve Türk canlarını almaya , Türk kanlarını akıtmayı yoğunlaştırarak devam ettiler .
Karara , Rahmetli Denktaş’ın karşı çıkmasına rağmen , yukarıda bahsettiğim gerekçe ile , Türkiye bu karara onay vermiştir .
Kıbrıs konusunda , başlayan olaylar karşısında , Türkiye’nin ilk attığı yanlış adım ve yanılgı bu olmuştur .
Bu karar , Rahmetli Denktaş’ı ağlatmıştı .
Zaman içerisinde Denktaş , bu karar karşısında haklı çıkmış , imzayı atan Hükümet ise , haksız çıkmıştı .
Hala daha , bunun acı ve sıkıntısı , siyasal olarak yaşanmaktadır .
Kıbrıs Cumhuriyetinin sahipleri onlar .
Bu Cumhuriyete baş kaldıran ise , Kıbrıs Türkleri .
Dış politikada , zerre kadar hatanın sonucu , ileride çok büyük olur .
Kıbrıs konusunda , atılan yanlış adım , sadece bu mu ?
Keşke öyle olsa idi .
İlerleyen yıllarda da itiraflarda bulunmadık mı ?
“ Aldatıldık .“
“ Kandırıldık .“
Diye .
Uluslararası ilişkiler , hiç ama hiç hata kabul etmez .
Elinizi uzatırsınız , bakarsınız kolunuz omuzdan gitmiş .