Ali Özmen Safa’ya AHLAKSIZ TEKLİF

Birinci Rant Planı’yla Kıbrıslı Türklerin malına nasıl el koyulmak istendiğini kendi başına gelen bir örnekle anlatan Ali Özmen Safa, “Şu anda İskele Kalecik’te değeri yaklaşık 100 milyon sterlini aşan toprağımı yabancı bir şirkete düşük fiyata satıp gitmemi, sahip olduğum medyayı da rant planına karşı susturmamı istediler” dedi…

Birinci Rant Planı’yla Kıbrıslı Türklerin malına nasıl el koyulmak istendiğini kendi başına gelen bir örnekle anlatan Ali Özmen Safa, “Şu anda İskele Kalecik’te değeri yaklaşık 100 milyon sterlini aşan toprağımı yabancı bir şirkete düşük fiyata satıp gitmemi, sahip olduğum medyayı da rant planına karşı susturmamı istediler” dedi…
İşte Ali Özmen Safa’dan sarsıcı sözler:
“İkinci rant planında insanların başına gelecek olan en önemli tehlike mallarının özgürlüğünü kaybedecek olmalarıdır. İnşaat izinlerinde bir kısıtlama getirilerken, zamana da sınırlama getirilecek. Geçmişte ilk rant planında da bana büyük bir haksızlık yapılmıştı. Ben 20 yıl önce bu ülkeye geldiğimde “land bank” a yani araziye yatırım yaptım. İngiltere’de bu alanda uluslararası tecrübem vardı. İskele’de şu anda elimde bulunan araziyi aldığımda üzerinde Fasıl 96 imar hakkı vardı. Zaten bu hak olduğu için aldım. Kıymeti de şu anda 100 milyon sterlin civarındadır.
Birinci rant planında bana yaptıkları ilk hamlede önce imar iznini kaldırdılar. Senelerdir fasıl 96 izni olan arazimi tarım arazisine çevirdiler. İmar sıfırlanınca kıymeti yüzde 95 oranında değer kaybetti. Ben şikayet edince ‘sana iki kat izin verelim’ dediler. Bu kez yüzde 80 değer yitirdi. Bu arada 2019 yılında iki tanınmış iş insanı beni aradı. Girne’de ünlü bir restoranda buluştuk. Bir teklifimiz var dediler. “Şu anda İskele Kalecik’te tüm arazilerinin değeri imar planından dolayı düştü. Malını düşük fiyata A’ya (yabancı şirkete) sat… Medyanı da rant planı olarak ünlenen imar planına karşı sustur. Paranı al git” dediler.
Ben bu teklifi ahlaksız bir teklif olarak görüp reddettim. Bu rant planıyla oluşan adaletsizliğe, haksızlığa karşı savaşma kararı aldım.
Dönemin Başbakanı Ersin Tatar, sağ olsun haklı mücadelemize destek verdi. Bu rant planını imzalamadı.
1 Ocak 2020 ile 14 Ocak 2020 arasında emirname kalktığı için Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne başvurumu yaptım. Yine buradan geri çevrilince mahkemeye başvurumu yaptım, hakkımı aradım. 1-14 Ocak 2020 arasında emirname olmadığını savunduk.
Avukat Mustafa Asena beni temsilen mahkemeye gitti. O dönemde mahkemede hükümeti savunan devletin savcısının sözleri şuydu: “Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne gönderilen yazıda 1-14 Ocak arasında emirnamenin devam ettiği görüşü, Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan’ın şahsi görüşüdür. Devlet aynı görüşte değildir. Bu devleti değil, sadece Türkmen Yiğitcan’ı bağlar” dedi. Yani bizi haklı buldu… Devleti mahkemeye verecek bir durum olmadığını söyledi.
Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan ile hem bağlı olduğu bakan Fikri Ataoğlu hem de Başbakan Ünal Üstel’in de olduğu toplantılarda ayrı ayrı bir araya geldik.
Bana “evet 1-14 Ocak 2020 tarihinde Fasıl 96 senin kazanılmış hakkındır” dediler. Hala daha bu hakkı almak için mücadelemi sürdürüyorum. Kıbrıs Türkünü bu adadan göç ettirmek istiyorlar. Üstelik bu malı yabancı bir şirketin almasında da sakınca görmüyorlar.”
Ali Özmen Safa’nın tarihe not düşen sözlerini okudunuz. Kıbrıs Türkü adına bu mücadeleyi vermeyi sürdüreceğiz. Sonuna kadar güçlünün değil haklının yanında olmayı sürdüreceğiz. Bizden söylemesi…

Bu haber 947 defa okunmuştur

:

:

:

: