Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki bazen yaşadıklarımızı gerçek mi yoksa bir kabusun içinde miyiz, anlamak mümkün değil.
Bir yanda milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları, kaymakam ve müdürlerin sahte diplomayla bulundukları görevde yer aldığı iddiaları…
Diğer tarafta bu usulsüzlükleri soruşturmakla sorumlu polis müdürlerinin dahi sahte diploma ahlaksızlığına karışmış olma ihtimalleri…
Ülkenin en güvenilir kurumu denen askerde bile yarbayların, yüzbaşıların sahte diplomadan tutuklanmaları…
Bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman yüksek öğrenim adası diye kurduğumuz hayal dünyasının nasıl da bir yalan dünya olduğu net olarak ortaya çıkıyor.
Sadece yüksek öğrenim mi?
Bakın ülkenin imar planlarından sorumlu bir numaralı ismi olan Şehir Planlama Dairesi Başkanı Türkmen Yiğitcan hakkındaki iddialara…
Bir tarafta aylardır çıkmayan planlar ve imar izinleri varken, bir tarafta beş günde onaylanan planlar ne anlama geliyor?
Üstelik bu beş günün iki günü cumartesi pazara denk geliyor.
Öyle çalışkan bir Şehir Planlama Dairesi Başkanı’mız var ki, Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ile kafa kafaya verip hafta sonu bir mangal keyfinde hızlıca plan hazırlayabiliyorlar.
Peki ya bu ülkede imar adaleti bekleyen yüzlerce vatandaşın isyanı… Onlar ne olacak?
Onlar bu ülkenin vatandaşı değil mi?
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel, dünkü Star Kıbrıs’ın manşetinde bu adaletsizliğe dikkat çekerek, ardı ardına pek çok haksızlığa imza atmaktan çekinmeyen Türkmen Yiğitcan gibi bürokratlarla sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi.
“Türkmen Yiğitcan yargılanmalı” diyen Feriha Tel’in sözleri düşündürücü.
Ülkede hakem görevi üstlenen pek çok makamdaki kişiler ne yazık ki tarafsızlığını yitirdi.
Bir başka ifadeyle yaşanan bu turuma, “ülkenin çivisi çıktı” desek yanılmış olmayız.
Bu düzen böyle devam edemez. Bir noktadan sonra tedaviye başlamalıyız. Zararın neresinde dönülürse kardır. Bizden söylemesi…