Ne demişti Başbakan Ünal Üstel? “Görevim politika yapmak değil, sorunların çözümünü sağlamaktır…”
İskele’de yaklaşık beş yıldır rant planıyla büyük adaletsizliğe uğrayan vatandaş mağduriyetinin giderilmesini bekliyor. Birinci rant planında özellikle İskele Kalecik halkının elinden imar hakları alınmıştı. Şimdi hazırlanan ikinci rant planıyla mağduriyetler gideriliyor gibi gösterilirken, ne yazık ki bölge halkı ellerindeki malı da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya…
Geçtiğimiz hafta boyunca ikinci rant planının tüm ayrıntılarını yazdık.
“İlk hedef şu an bölgede bulanan ve son onayı almayan yaklaşık 20 bin konutu yasadışı konumdan çıkarmak. İkinci hedef, bölgedeki bazı büyük şirketlerin ellerindeki tarım arazilerini imara açmak. Üçüncü hedef ise insanların mallarını bölgedeki yerli ve yabancı büyük şirketlere peşkeş çekmek” diye yazmıştık.
Peki bu nasıl olacak? Mesela Fasıl 96 imar hakkı olanlara “ben bu izni veriyorum ama belirli bir süre için veriyorum” diyecekler.
Yani bölge halkından kısıtlı bir zaman içinde planlarını yapmasını, onaylatmaları, harçları ödemesini, yine kısıtlı bir zaman içinde inşaata başlamaları istenecek. Bunu kaç kişi yapabilir? Bu yüzden halk, bölgedeki yerli ve yabancı büyük inşaat şirketlerine malını değerinden daha düşük bir fiyata satmak zorunda kalacak.
Nitekim Birinci Rant Planı’nda sektörün duayen isimlerinden Ali Özmen Safa’ya yapılan ahlaksız teklif, bu çarkın nasıl işlediğini ortaya koyuyor.
Birinci rant planında Kıbrıslı Türklerin malına nasıl el konmak istendiğini Sayın Safa, kendi yaşadığı acı bir hatırayla anlatmıştı. Safa, “Şu anda İskele Kalecik’te değeri yaklaşık 100 milyon sterlini aşan toprağımı yabancı bir şirkete düşük fiyata satıp gitmemi, sahip olduğum medyayı da rant planına karşı susturmamı istediler” diyerek o ahlaksız teklifi ifşa etmişti.
Sadece Ali Özmen Safa’dan değil, toplumun her kesiminden adalet çığlığı giderek yükseliyor.
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel, geçen hafta Ada TV’de canlı yayında tüm bu adaletsizliklerin merkezinde olan Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan’la ilgili, “Bu gibi bürokratlar ardı ardına pek çok adaletsizliğe imza atmaya devam ediyor. Türkmen Yiğitcan ve onun gibi bürokratların yargılanması gerekir” dedi.
Feriha Tel’e hak vermemek mümkün değil.
Karşımızda öyle bir bürokrat var ki ne Başbakanı ne savcıyı ne de İskele halkının adalet isyanını dinliyor.
Ancak bölgeden yükselen adalet çığlığı her geçen gün büyüyor.
Elbette yaşadığımız tüm bu sorunlar karşısında çaresiz değiliz. Star Kıbrıs, Başbakan Ünal Üstel daha göreve geldiği ilk gün KKTC’nin tıpkı İngiltere’deki ‘demir lady’ örneğinde olduğu gibi bir Iron Man’e ihtiyacı olduğunu yazmıştı.
Yazının başında da söyledik. “Görevim politika yapmak değil, sorunların çözümünü sağlamaktır…” diyen Başbakan Üstel’in önünde önemli bir fırsat var.
Şimdi laf değil icraat zamanı . Sayın Üstel, halka kulak verip yasaları uygulayarak bu adaletsizliğe son verebilir. Bölge halkının isyanı başka türlü geçmeyecek. Bizden söylemesi…