Cumartesi iftara doğru , Girne’de meydana gelen cinayet karşısında , insanın isyan etmemesi mümkün mü ?
İftarı yapmak için , iftar mekanına giden bir kız öğrencimizi , kaldırımda iki arkadaşı ile , iftar alanına girmeğe çok az kala , yolda seyir halinde bir arabanın direksiyondaki kişinin hakimiyeti kaybetmesi sonucu , kaldırıma çıkarak , iftara giden üç arkadaşıyla kaldırımda biçiverdi .
Haber , genelde trafik kazası olarak servis edildi .
“Direksiyon hakimiyeti kaybedilerek , ölümlü kazaya neden oldu “ yollu haberler çıktı .
Adı üstünde yaya kaldırımı .
Yayalara tahsis edilmiş , yayaların kullanımına verilmiş yürüyüş alanları .
Yaya kaldırımında adam basıp öldürmenin açıklaması , trafik kazası olur mu ?
Bu , düpedüz adam öldürme fiiline girmez mi ?
Belki bizim mevzuatımız , bu denli yayaları koruyamamaktadır .
Şehirleşmenin getirdiği ve insanlarımızın canına mal olan , çarpık bir düzenin getirdikleri olarak da değerlendirebilinir .
Her geçen seneye oranla , hem insan nüfusu , hem de araç sayısında müthiş bir artış var .
Ama , maalesef köklü önlemler , planlanarak alınmamaktadır .
Plan , her alanda uygulanan , modern bir geleceğin teminatıdır .
Her yıl , binlerce taşıt aracı ülkeye girmektedir .
Alt yapı , bu girişler karşısında , çook ama çook yetersiz .
Araba sayısına göre , kara yollarımızın yetersizliği ne oranda .
Bu oran , her sene daha da artmakta ve içinden çıkılmaz bir hale doğru , dört nala gitmektedir .
Tabii .
Alt yapının yetersizliğinin , yeterli hale gelmesi , bulunduğumuz ortamda hemen mümkün değildir .
Bu , planlarla ileride mümkün olacak işler .
Alt yapının , yetersizliği karşısında , elimiz kolumuz bağlı oturarak , araba cinayetlerine kurban gidenlere , sadece ağıt yakmak , üzülmek “ maraz etmek “ de olası değildir .
Bunların planı , projesi , uygulanana kadar , daha fazla trafik cinayetlerinin işlenmesinin önüne geçilmesi için , caydırıcı cezai müeyyidelere baş vurulabilir .
Yaşam hakkı .
Temel hak ve hürriyetlerdendir .
Bu hak , insan oğluna verildi .
Bunun gereğini de , sözleşmelerle devletler üstlendi .
Yani , insanın canına halel gelmemesi için , siyasi erki , elinde tutanlar , tüm tedbirleri alma mükellefiyeti içinde , yükümlülük üstlendiler .
Bu yükümlülük , her alanda geçerlilik arz etmektedir .
Ama maalesef , ülkemizde , siyasi erk , bu mükellefiyeti üstlenmelerine karşın, bu konuda sınıfta kalmışlardır .
Bu yazımda , trafik cinayetlerini konu aldım .
İnsanımızın can güvenliği , bir çok alanda , maalesef yeterince sağlanamamaktadır .
Bunu , basın ve sosyal medyada , her geçen gün görmekteyiz .
Konumuz , trafik cinayet ve cinayetleri olduğu için , bunun üzerinde durup , nasıl bir önleyici tedbir ve tedbirler alınacağını , irdelemeye çalışacağım .
Madem ki bu cinayetler önlenemiyor .
Caydırıcı müeyyideleri , daha da ağırlaştırma yoluna gidilebilir .
Böylece , direksiyona oturacak kişi , kontak anahtarını çevireceğinde , iki defa düşünsün .
Gaz pedalına basacağında , on defa düşünsün .
Mevcut kurallar ve müeyyidelerle , bu cinayetlerin işlenmesinin önüne geçmek , mümkün değil .
Yaya kaldırımında , adam basarak veya çarparak öldüreni , müebbetle cezalandırın bakalım .
Direksiyona oturanların , yaya kaldırımlarını görünce , benzin veya mazot pedalında olan ayaklarının , nasıl titrediği görülecektir .
Trafik cinayetleri karşısında , siyasi iradeyi , siyasete kurban etmeyerek , radikal önlemlerle , bu cinayetlerin önüne , yağdan kıl çeker gibi geçilir .
Bir çok ülke , bu cinayetlerin önüne , bu tedbirleri alarak geçmiştir .
Sonra Yalçın Cemal yazmadı demeyin ..