YUMUŞAMAYA İN SERTLEŞEMEYE OUT

Türkiye çok partili demokrasiye , fiili olarak Erbakan’ın MSP’si ile başladı .

Türkiye çok partili demokrasiye , fiili olarak Erbakan’ın MSP’si ile başladı .
Anayasa ve siyasal partiler yasaları , çok partili bir demokratik düzeni öngörse de , genellikle iki büyük parti sırayla iktidar koltuğuna oturuyordu .
Genellikle , iki partinin dışındakiler , iktidara gelecek oyu bir türlü alamıyorlardı .
Bu demokrasi geleneği , 1973 genel seçimleri ile yeni bir minvale girmişti .
73 seçimleri ile birlikte ortaklık hükümetlerinin de kapısı açılıyordu .
Uzun yıllar başbakan olan rahmetli Demirel , partisinin ikinci sıraya düşmesini hiç içine sindirememişti .
En çok vekil sayısını alan CHP genel başkanı rahmetli Ecevit’in , birlikte hükümet kurmaları için yapılan tüm önerileri reddetmişti .
CHP’nin MSP ile ortaklık hükümeti kurması karşısında , CHP ve Ecevit’le diyalogu kesmişti .
MSP ve MHP ile üçlü koalisyon hükümeti kurarak , ismine de milliyetçi cephe hükümeti dendi .
Böylece , ülkenin “ cephelere bölünme “ yolu açılmıştı .
77 seçimlerinde , Ecevit’in CHP si % 41 oy alarak en çok sandalyeye sahip siyasi parti olma konumunu sürdürmüştü .
Seçim sonuçlarından sonra Demirel “milli cephe “ hükümetlerini devam ettirerek , başbakanlık koltuğuna oturmayı devam ettirdi .
O yıllar , Türkiye’de üç hükümetin fiili olarak iş başında olduğu yıllardı .
% 41 oy almış bir parti ile başbakanlık uğruna hiç diyaloga girmemiş ve CHP ‘ yi dışlama yoluna gitmişti .
Ülkede , anarşi genişleyerek devam etmiş , PKK katliamlarını artırmıştı .
Bu durum , 12 Eylüle kadar devam etmiş ve biri “ düdüğü çalarak “ maçı sonlandırmıştı .
Bunları niçin yazdım ?
O yıllarda , Türkiye de idim .
Tüm sorunların çözüm anahtarı , karşılıklı diyalogtur .
Bilhassa siyaset dünyasında .
Sn. Erdoğan’ın ve Sn. Özel’in 1.5 saat AKP’nin genel merkezinde bir araya gelmesi , demokrasi açısından övünülecek bir şey .
“Hayvanlar koklaşa koklaşa , İnsanlar da konuşa konuşa anlaşır “ diye halk dilinde bir söylem var .
Bu söylemi söyleyen , ne kadar güzel demiş .
Çok yakın bir gelecekte , Sn. Erdoğan’ın CHP ‘yi ziyaret edeceği haberinin kulislere düşmesi . Bu ikili görüşmenin , arkasının geleceği müjdesini vermektedir .
İki liderden de , ne ortak , ne de bireysel bir açıklama yapılmaması da diyalogun süreceğinin belirti olsa gerek .
İlk temasta , her iki lider de , el ense olarak birbirlerini yoklamış olabilirler .
Siyasette yer etmiş olan AKP ve CHP’nin , gerek içte ve gerek dıştaki sorunları el ele vererek , Türkiye’yi “ çağdaş uygarlık düzeyine eriştirmeleri tüm ulusun yürekten beklentisidir .
Diyalog , çağdaş demokrasinin vazgeçilmezlerinden biridir .
İki lider , İktidar ve ana muhalefetin , uzun yıllardan beri , bir araya gelmesi belki bir şeylerin müjdecisi de olabilir .
Türkiye’nin etrafı , ateş yumağı gibi .
İç sorunların yanında dış sorunlar da ele alınmalıdır .
Dış tehditler , artarak devam etmekte .
Ege’deki adalarının , yunan tarafından işgali ve silahlandırılması .
Mavi Vatan , Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’la ilgili her iki partiden de milli çıkarların korunması ile ilgili ortak açıklama .
PKK terör örgütü .
Bunlar , Türkiye’nin bekası ile ilgili yaşamsal konular .
Türk kamu oyu , her iki liderden de ortak açıklama ile bunları beklemektedir .

Dışarıya karşı verilmiş , bir mesaj olarak da algılanmalıdır .
İktidar ve muhalefet bir araya geldi diye .
Belki , tüm konularda görüş birliği sağlanamaz .
Fakat , ulusal çıkarların korunması için , dış politikada ortak bir noktada buluşulmalıdır .
İki parti arasındaki gelişmeleri , yakından izleyeceğiz .
Demokrasi , bir uzlaşı rejimidir .
Yumuşamaya , in .
Sertleşmeye , out .
Bu haber 658 defa okunmuştur

:

:

:

: