Yaşadığımız manzaraya bakarsak söyleyebileceğimiz tek cümle var.
Ülkenin çivisi çıkmış durumda.
Hükümet kendi içinde öyle uyumsuz bir noktaya geldi ki ortaklar birbirlerini açıkça medya önünde eleştiriyor.
Demokrat Parti Genel Sekreteri Akpınar, kendilerine bağlı kurum ve dairelerin yönetimine Başbakan Üstel’in müdahale girişiminin rahatsızlığa neden olduğunu belirterek, saygı beklediklerini vurguluyor.
“Bu hükümet Ünal Üstel hükümeti değildir, hükümet bir koalisyon hükümetidir. Biz olmazsak zaten hükümet olmaz” diyerek açıkça ortağına gözdağı veriyor.
Diğer yandan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde polise yaptığı şikayetlere ilişkin başvuruların yanıtını kamuoyuyla paylaştı.
Üçlü koalisyon hükümetinin liderlerine yönelik her biri için ayrı bir parantez açan Özersay, şu ifadeleri kullanıyor:
“Turizm Bakanı Fikri beyin Kalkınma Bankası’ndan kredi verilmesi karşılığında rüşvet istediği yönündeki iddiayla ilgili başvurumuz konusunda polis soruşturması tamamlanıp konu Başsavcılığa iletilmiş. Yani rüşvet iddiası dosyası artık Başsavcılıkta. 10 farklı başvurumuzun bir tanesinde suç tespit edilemediğinden ileri işleme gidilmemiş ve dosya kapatılmış ancak mesela rüşvet iddiası konusunda suç tespiti yapıldığından soruşturma dosyası tamamlanıp Başsavcılığa gönderilmiş.
Bir otelin vergi hesaplamalarında müdüre hükümet yetkililerince baskı yapılarak vergi kıyağı yapıldığı yönündeki iddia konusunda da (belli ki suç unsuru tespiti yapıldığı için) soruşturma tamamlanmış ve dosya Başsavcılığa iletilmiş. Ünal Bey vergi kıyağını açıklasın.
KIB-TEK konusunda poliste iki ayrı başvurumuz var. Bunlardan birisi kurumun 20 Milyon Dolar zarara uğratıldığı konusundadır, bir diğer ise bizim de Polise şikayet dilekçesi verdiğimiz Teknecik’teki jeneratörlerin sigortalanmasından kaynaklanan yolsuzluk iddiası hakkındadır. Her iki soruşturma da devam etmektedir.
Başta Ulaştırma Bakanı Arıklı olmak üzere milletvekillerinin servet beyanlarının yasalara aykırı şekilde yapıldığı ve yasa ihlal edilerek servetlerini nereden bulduklarının kendilerinden sorulmadığı konusundaki şikayetimiz üzerine Başsavcılığımızın talimatıyla başlatılan polis soruşturması halen devam ediyor olduğunu da öğrendik.
Sahte diploma konusunda polise verdiğimiz 113 kişilik sahte diploma bağlantılı olabileceğini düşündüğümüz liste içerisinden bazı isimler tutuklandı ve muhtemelen aynı listede yer alan başka isimler de yakında tutuklanacaklar.”
Bu sözlerin tamamı Özersay’a ait.
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan’ın dün Ada TV’deki sözleri de yenir yutulur değil.
İslam filozoflarından Hacı Bektaş-ı Veli’nin, “Eğer bir insan hem çalışkan hem akıllı ise takdir et. Çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et. Akıllı fakat tembel ise ikaz et. Hem akılsız hem tembel ise terk et…” sözüne atıfta bulanan Metin Atan, “Bizi yöneten siyasiler hem akılsız hem tembel” ifadelerini kullandı.
Ülkede adalet ve hukukun üstünlüğü kavramlarının ciddi yara aldığını belirten Kamu-Sen Başkanı, “Bunda siyasiler kadar bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak bizlerin de suçu var” diyor.
Sözün özü ülkede adaletsiz hukuksuz her alanda artıyor. Buradan uyaralım. Bizden söylemesi…