Hem adaletsizlik hem de uyanıklık

Emlak sektörü zaten şu anda bir krizin içinden geçiyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi başta yabancıya taşınmaz mal satışıyla ilgili yasa hazırlığı ve İskele’de hortlayan ikinci rant planı olmak üzere atılan adımlarla kriz daha da derinleştirilmeye çalışılıyor. Müteahhitler Birliği verilerine göre 100 bin sözleşme olduğu ileri sürülüyor. Bunların hiçbiri tapuya kaydedilmemiş.

Emlak sektörü zaten şu anda bir krizin içinden geçiyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi başta yabancıya taşınmaz mal satışıyla ilgili yasa hazırlığı ve İskele’de hortlayan ikinci rant planı olmak üzere atılan adımlarla kriz daha da derinleştirilmeye çalışılıyor. Müteahhitler Birliği verilerine göre 100 bin sözleşme olduğu ileri sürülüyor. Bunların hiçbiri tapuya kaydedilmemiş. Ülkedeki tapu dairelerinin durumu ortada. Şu anda beş tane tapu dairesinde yasada hedeflendiği gibi bu sözleşmeler 1 ya da 2 yıllık süre içinde nasıl kayıt altına alınacak? Diğer taraftan İskele’de dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “rant yaratılıyor” diye imzalamadığı plan yeniden hortladı. Adeta ikinci rant planının hazırlığı yapılıyor. Aslında amaç belli. Bölgede plansız, dayanaksız ve hukuksuz bir şekilde 20 bin tane ev var. Şimdi bu evler kılıfına uydurulmaya çalışılıyor. Bu kılıfın yaratıcısı Müteahhitler Birliği ve onunda arkasında bu işi domine eden beş altı büyük inşaat şirketi. Yani yeni rant planını Müteahhitler Birliği bu beş altı şirket adına hazırlıyor. Neden rant planı diyoruz? Bu planla tarım arazisini yapılaşmaya açmak istiyorlar. Planda, başka yerde bir fasıl 96 hakkın varsa getir buraya tarım arazisine onu uygula diyor. Nerede görülmüş böyle bir uygulama? Bu hem adaletsiz, hem yasadışı, hem de uyanıkça bir yaklaşım… Peki herkesin gözü önünde olan biten bu durum karşısında muhalefet nerede? Neden bu adaletsizlik sorgulanmıyor? Bu yasaları Meclis mi yapar? Yoksa müteahhitler Birliği mi yapıyor? Ortada net bir tablo var. Müteahhitler Birliği yasadışı işi kılıfına uydurmaya çalışıyor. Hazırlanan ikinci rant planında bir diğer husus da fasıl 96 hakkına zaten sahip olan vatandaşa da kısa bir süre tanınarak, inşaatlara hemen başlamasının talep edilmesi… Bu insanlar bu evleri verilen sürede yapamayacağı için ellerindeki araziyi yok pahasına aç kurt gibi bekleyen bu beş altı şirkete satmak zorunda kalacak. Burada sesleniyoruz. Uyan Meclis… Uyan hükümet… Uyan muhalefet… Kıbrıs Türkünün malını yabeleş almak isteyen bu yapıya karşı mücadele etmek herkesin görevidir… Bizden söylemesi…
Bu haber 592 defa okunmuştur

:

:

:

: