Yabancılara Taşınmaz Mal Yasası Meclis komitesinden geçti. İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC’nin yabancılaşmasıyla ilgili ülke genelinde yüzde 3’lük bir üst limit belirlendiğini söyledi.
İlçe sınırları içinde yabancılara taşınmaz mal satışıyla ilgili sınır ise yüzde 7 olarak getirildi. Yani bir ilçede taşınmaz mal sahibi yabancının sayısı o ilçenin nüfusunun yüzde 7’sini geçemeyecek.
Proje bazlı konutların en çok yüzde 80’i yabancılara satılırken, en az yüzde 20’lik bölümü Türkiye Cumhuriyeti veya KKTC vatandaşlarına satılacak. Komiteden geçen yasa maddelerinde Müteahhitler Birliği’ne geniş yetkiler veriliyor. Deyim yerindeyse tüm onaylar ve izinler adeta Müteahhitler Birliği’ne bağlanıyor.
Peki devlet yüksek öğretimi ve turizmi direkt kendisi yönetirken, nasıl olur da üçüncü lokomotif sektör olan inşaatı Müteahhitler Birliği ve onu kontrol eden 5-6 büyük şirketin kontrolüne veriyor?
Meseleyi derinlemesine analiz etmekte fayda var.
İnşaat sektöründe bugün yaşanan derin kriz ortada. 1.2 milyar sterlin dolayında inşaat yatırımının durduğu ifade ediliyor. Peki bu yasanın bu krize nasıl bir faydası olacak?
Bundan 9-10 ay önce sektör güllük gülistanlık iken, inşaat projeleri daha izinleri çıkmadan kapışılırken, hatta yapılan lansmanlarda bir akşamda 400-500 konutun peynir ekmek gibi satıldığı günlerde emlak sektörünün duayen isimlerinden Ali Özmen Safa, çok kritik bir öngörüde bulunmuştu.
Ne demişti Safa? “Yıl sonunda KKTC emlak piyasasında bir kriz çıkacak. Fiyatlar da satışlar da düşecek.” Bu tespit o günlerde inandırıcı bulunmadı.
Ama 2-3 ay sonra Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur da krizin geldiğini kabul etti.
Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer de “sektörde arz talepten daha fazla” dedi. Dolayısıyla o da krizin geldiğini ilan etti.
Aradan 10 ay geçti. Bugün büyük şirketlerin tamamı krizi iliklerine kadar hissediyor. Bazıları fiyatlarını düşürüyor, bazıları projelerini erteliyor. Kısaca herkes bir çare arıyor.
Hükümete gelince böyle bir ortamda krize çare bulmak yerine yangına benzinle gidiyor. Çünkü yabancılara taşınmaz mal satışıyla ilgili yasa yangına benzin dökmekten başka bir işe yaramayacak.
Emlakçılar Derneği bu yasaya tepkisini göstermek için eyleme gitme kararı aldı.
Müteahhitler Birliği ise tam tersine yasayı destekleme kararı aldı.
Peki yabancının konut satışına köstek olan böyle bir yasa Müteahhitler Birliği tarafından nasıl destekleniyor?
Acaba onların bildiği ama başkalarının bilmediği bir gerçek mi var?
Bu krizin geldiğinin herkes farkındadır. Ama yapacak bir şey yok. Birçok şirket yola çıktı. İnşaatlar başladı, satışlar düşüyor, rekabet yükseliyor. Konutların satış fiyatı düşüyor ama enflasyondan dolayı maliyet de yükseliyor.
O kadar yükseliyor ki bir yıl önce satılan konutların maliyeti bugün satış fiyatından daha da yüksek duruma geldi.
Tüm bunların yanında bazı lüks projelerde satışların durması ve spekülatörlerin konutları alıp da ödememesi nedeniyle inşaatların bitmeme ihtimali var.
Güzel bir atasözü var. Zararın neresinden dönülürse kardır. Proje durursa o inşaat şirketi iyi görünmeyecek, ciddi prestij kaybına uğrayacak. Alanlar da şirkete dava açacak, mahkemelik olacak.
Tam da burada ortaya atılan önemli bir iddia var.
Böyle ortaya çıkan bu kriz durumunda elbet de kabahat Müteahhitler Birliği’ni yöneten 5-6 büyük şirketindir.
Ama yasa değişirse ve Müteahhitler Birliği’ne üye olan bu dev şirketlerin malı yabancıya teslim etmesi önlenirse, o zaman günah keçisi yasalar gösterilecek.
Müteahhitler Birliği’ndeki bu şirketler de sorumluktan kurtarılacak.
Dolayasıyla ortaya atılan iddia şu:
Acaba malı yabancıya zaten teslim edemeyecek olan Müteahhitler Birliği’ne bağlı bu şirketlere yürürlüğe sokulmak istenen yasayla kılıf mı hazırlanıyor?
Bu uyanıklık kimin aklına geldi bilinmez ama günün sonunda kaybeden Kıbrıs Türk halkı ve ekonomimiz olacak.
Hükümet zaten bu yasayla inşaat sektörünü Müteahhitler Birliği’ne teslim etti. Sektörü batırdı bir de şimdi üstüne tüy dikecek. Bizden söylemesi…