DEĞİRMENLİK LİSESİNDE SÖYLEŞİ ve İMZA GÜNÜM

Geçen haftalarda Değirmenlik Lisesinde eski bir otobüsün iki öğretmen (edebiyat ve tarih öğr.) tarafından ( bir sürü de gönüllü bulmuşlar) özveriyle KÜTÜPHANEYE çevrilme öyküsünü paylaşmıştım sizlerle…

Geçen haftalarda Değirmenlik Lisesinde eski bir otobüsün iki öğretmen (edebiyat ve tarih öğr.) tarafından ( bir sürü de gönüllü bulmuşlar) özveriyle KÜTÜPHANEYE çevrilme öyküsünü paylaşmıştım sizlerle…

Ve en kısa zamanda gidip göreceğimi de eklemiştim. Önce Edebiyat Öğretmenleri Engin Sesli bana ulaştı hemen… “ Okulumuza gelin, buyurun hem kütüphanemizi yakından görürsünüz hem de bizlerle ve öğrencilerimizle tanışırsınız…” deyince hemen gün belirledik.

Belirlediğimiz gün bugündü işte. Böyle günlerde içimi büyük bir sevinç kaplar.

Sabah erkenden uyanıyorum. Geceden her şey hazırdı. 80 kadar kitap arabanın bagajında dizili… Onlar kütüphaneleri için topladığım, kendimden de eklediğim kitaplar…

AKM Milli Kütüphane sorumlusu Hatice Kırcıoğlu ve sevgili Bedia Kale tarafından hazırlanan kitaplar, Zayder ( Zeytin Ağacı
Yardımlaşma Derneği, yazar Ahmet SANVER’in tüm kitapları, Zeynep Yenen’in kitapları…

Erkenden yola çıkıyorum. Yeni yolu- çevre yolunu kullanıyorum. Bakına bakına gidiyorum. Yol boyunca ekili rengarenk zakkumlar gözalıcı…

Önce Minareliköy’e giriyorum. Bağ bahçe görmeyi seviyorum. Köyü çıkmadan nereden döneceğimi soruyorum bir gence… Az ilerde Dörtyol var. Ona gelince sağa dönün diyor. Geldim bile… Şimdi daha dikkatli gidiyorum. Belediyeye ait su ödeme binasının önünde duruyorum. Engin’i arıyorum. Meğer gelmişim zaten hatta ağaçlardan okulu görmemişim geçmişim.

İşte okul bahçesindeyim. Elinde telefon Engin beni bekliyor. Park ediyorum. Teneffüsteki öğrencilerden çağırıyor. Kitapları gönderiyoruz kütüphaneye…
Beni de okul müdürü Hale Alibaba’nın yanına yönlendiriyorlar.

Hale Hanım sevgiyle kucaklayarak karşılıyor. Zamanımız var. Kahvelerimizi içerken Tarih öğretmeni Demirelisci Kezban ve Engin Sisli de bize katılıyor. İyi ki gelmişim. Ne kadar mutluyum bilemezsiniz..

Hep birlikte okulu ve kütüphaneyi geziyoruz.
Adı “ Şampiyon Melekler ve Birkan Uzun Kütüphanesi “

Öğrencilerin toplanmasını bekliyoruz. Gelenlerle hafiften sohbet başlıyor.
Öğrencilerin yüzleri aydınlık… Gülümsüyorlar… Hoş geldiniz derken çekingen ama saygılı…
Yanlarında da birkaç öğretmen var. Dersi olanlar kitaplarını imzalatıp derse giriyorlar.

DEĞİRMENLİK LİSESİNİN TARİHÇESİ
Okulumuz, Lefkoşa’ya bağlı, Değirmenlik Kasabası’ndadır. Değirmenlik, Lefkoşa’nın Kuzey Doğusunda ve yaklaşık 12 km uzaklıktadır. Değirmenliğin nüfusu yaklaşık 2500’dür. Değirmenlik Kasabası adını Başpınar’dan çıkan suyun üzerine kurulu birçok un değirmeninin bulunmasından almaktadır.

Değirmenlik Lisesi, 1977-78 ders yılında Şehit Mehmet Eray İlkokulu dersliklerinde öğrenime başlamıştır. 14. Zırhlı Alay Komutanlığı ve zamanın Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Sayın Salih Coşar’ın katkılarıyla Neizan Çiftliği yakınındaki boş araziye bugünkü okul binasının temelleri atılmış ve 1987-88 ders yılında da okul yeni hizmet binalarına taşınmıştır.


HER BULUŞMA ANILARIMIZA GÜZEL BİR YOLCULUKTUR
Değirmenlik Lisesi (2 )

Değirmenlik Lisesi bahçesindeki orijinal kütüphanenin önündeyiz. Okuma masa ve sıraları konuşma salonu gibi düzenliyorlar hemen Kezban ve Engin Sesli… Onlar gerçek ev sahibi..,

Dersten çıkan veya derse giden öğretmenler mutlaka yanımıza uğrayıp kitaplarını imzalatıp alıyorlar. Aralarından dersi boş olanlar hemen oturup zamanları elverdiğince söyleşimizi can kulağıyla dinliyorlar.

Derken Demirelisci Kezban eşi Hüseyin’i YDÜ Kolejde okuttuğum müjdesini veriyor. Okulun ilk öğrencilerindenmiş diye açıklıyor. Gözlerim doluyor. Ne şanslı bir öğretmenim ben…

Derken aramıza yeni katılan matematik öğretmenimiz ayağa kalkıyor.
- Benim de KAVRAM Dersanesinde öğretmenim olmuştunuz, diyor.

Hemen kollarımı açıyorum. Sarmaş dolaş oluyoruz. Siz ne kadar büyüseniz de ben sizi GÜLÜŞLERİNİZDEN tanıyorum çocuklarım…

Haydi anlat da öğrencileriniz duysun, diyorum.
Adım Münüre Paşa Emiroğulları

Ben de sizi gördüğüme çok sevindim hocam. Birden ortaokul yıllarıma döndüm.

Siz derse başladığınızda bize dersi dikkatlice dinler ve öğrenirsek dersin bitimine beş dakika kala hikayeler anlatırdınız.

Bizler işte o an tüm sınıf sizi mutluluk ve heyecanla dinlerdik. Hiç unutamadığım hikayelerdi onlar…

İyi ki güzel hikayelerinizi ve şiirlerinizi öğrencilerimle buluşturdunuz. “ Mavi Gül” hikayesini sizden tekrar dinlemek harika oldu. MAVİ GÜL anısına mavilendik. Sonsuz sevgilerimle 💙

Sanırım yaşamın en güzel yanı HAYATI PAYLAŞMAKTIR diyorum ben…

Ayşe TURAL

DEĞİRMENLİK LİSESİ Müdürü
Sayın HALE ALİBABA

Kendisini kısa ve öz olarak şöyle anlatıyor:

“ Lefkoşada doğdum. Aslen Hamitköy’lüyüm. Bayraktar Türk Maarif Kolejinin (BTMK) son mezunlarındanım. Daha sonra BTMK, kolej özelliğini yitirdi, düz ortaokul olarak devam etti. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce öğretmenliği bölümü mezunuyum. Doğu Akdeniz üniversitesi ingilizce öğretmenliği bölümünden yüksek lisansım; aynı üniversitenin eğitim bilimleri fakültesinden de doktora mezunuyum.

15 temmuz 2020de pandeminin dünyayı sardığı bir dönemde kadrom ile Değirmenlik Lisesine geldim. 2 evladım var.”

Okullar tatile girince kendisiyle ADA TV’de program yapma sözü alıyorum.

DEĞİRMENLİK LİSESİ
ve GENÇLERİMİZ (3)

Kıbrıs’ta yaşadığınız şehir, köy ya da kasabanın yaşam şeklinizle ilgili pek farkı yoktur. Her türlü modern araç gereç hayatınızın odak noktasındadır.

Ne giyim kuşamda ne de eğitim ve ulaşımda sıkıntı çekmezsiniz. Böyle yerlerde en büyük artı doğadır. Çiçeklerle böceklerle hayvanlarla içi içe yaşarsınız. Bu da sizi doğa dostu yapar. Toprağa daha bağlı, onun kıymetini bilenlerden olursunuz…

Öğrencilerden kendilerini çok sevmelerini, geleceğe odaklanmalarını, zamanı iyi değerlendirmelerini istiyorum.

Aşktan, sevgiden, dürüstlükten, güven duygusundan örnekler veriyorum. Şiirler okuyoruz. Hatta şiirlerimi onlara okutuyorum.

Beni öyle tatlı dinliyorlar ki!

Yazma meraklarını pekiştirmelerini istiyorum. Çok okusunlar, cep telefonlarını yararlı kullansınlar istiyorum. Her şeyin farkında olmalarının çok önemli olduğunu, her konuda bilgi sahibi olmaları gerektiğini vurguluyorum.

Sanatı sevmeleri gerektiğini; müzik, resim gibi sanat dallarının insana YAŞAMA SEVİNCİ aşıladığını anlatıyorum.

Arkadaşlığın sınırlarını doğru çizmelerini, yalandan uzak durmalarını örneklerle belirtiyorum. Neredeyse üç saate yakın birlikte oluyoruz. Hepsi sevgiyle uğurluyorlar beni, yine bekliyoruz sözleri içimi huzurla dolduruyor.

Öğretmen olmanın sevinci, yaşadığınız topluma severek hizmet etmenin gururu
yüreğime su serpiyor.

Ayşe TURAL
Bu haber 989 defa okunmuştur

:

:

:

: