Yabancıya taşınmaz mal satışında yapılan değişikliklerin ekonomiye getirdiği yükün yanı sıra en büyük etkisi, yarattığı bürokratik sıkıntıdır. Zira bu yüzden sektör adeta kilitlenmiş durumda. Emlak sektörünün tecrübeli isimlerinden Ali Özmen Safa, yasayla gelen sıkıntıları şöyle anlattı:
“Yasalar yapıldığı zaman bir amaç olmalı. Her yasanın da amacı 20 tane olamaz. Çünkü amaç çok olduğunda bir amaca giderken, diğer amaca köstek olur. Örnek mi… Mesela bir taraftan enflasyonu çözmeye çalışırken diğer taraftan maaşları artırır piyasaya bol para dağıtırsan, dört ayda bir maaşları yükseltirsen bu olmaz. Bu yeni yasada da bir sürü amaç ortaya konuyor. Bir yanda yabancıların alımlarını durdurmak istiyorsun. Diğer taraftan burayı Filistin’e çevirmeyelim diyorlar. Sonra diyorlar ki yabancıyı teşvik edelim memlekete gelsinler. Hemen altında da yabancı yatırımcıyı getirerek Kıbrıslı Türklerin gelirini yükseltmekten söz ediyorlar.
Dolayısıyla amaçlar böyle çok olunca birbirleriyle de çelişiyor.
Bu yasada da aynı sorun yaşanıyor. Bir yasayla bütün sorunları çözmek istediler. İnşaat sektöründeki sorunlar 2008 yılında başladı. Yavaş yavaş tek tek çıkarılan yasalarla bu sorunlar çözülmeli, tedbirler alınmalıydı. Bir yasayla yıllar sonra bütün sorunları çözmek istedikleri için iş şu an tamamen çorbaya döndü.
Bu yasayı çıkıp kimse anlatmış da değildir. Yasayı okuyan avukatlar dahil yeni yasayla gelen kuralları bilmiyor. Onlar bile anlamadı.
Mesela yasada diyor ki, Bakanlar Kurulu’ndan izin alınacak. Ama ne zaman?. Malı almadan mı, yoksa aldıktan sonra mı? Mesela ben malı satarken önce bakanlar kurulunda izin mi isteyeceğim, yoksa sattıktan sonra mı izni talep edeceğim?
Bu bile belli değil.
Şu anda bitmiş evlerin içinde olan insanlar tapularını istiyor. 10 yıldır evin içinde olan insana 6 ay içinde tapuyu kayıt yaptırmazsan evini kaybedeceksin diyorlar. İnşaat sektöründe şu an bilgisizlikten dolayı tam bir panik yaşanıyor.
Şu anda avukatlar yasal durumu bilmiyor, tapu dairlerinde işlemi yapacak memur bile durumdan habersiz. Acentalarda durumdan bilgisiz. Kısaca tam bir panik yaşanıyor. Kaş yaparken göz çıkaran bu yasa sektöre tamamen köstek oldu.
Şu an 100 bine yakın sözleşmeli satış olduğu tahmin ediliyor. Bu kadar sözleşme tapuya kaç ayda kayıt olacak? Bakanlar Kurulu 100 bin izni bu kadar kısa bir sürede nasıl verecek?
Yeni yasaya göre tapu dairesi, satış sözleşmelerini kaydetmek için mimari projenin vaziyet planının aslı gibidir şeklinde mühürlü halini istiyor. Aynı zamanda ruhsatını istiyorlar. Ruhsatını istemekte de elbette sıkıntı yok. Ama bir proje daha başlamadan mimarlar odasından zaten vize alır. Daha sonra inşaat başlıyor, bitiyor. Sonra bir de ruhsat alınıyor.
Ben yıllardır bu işlerle uğraşan bir iş insanı olarak hükümete, bu yasayı yapanlara soruyorum. Sen bu belgeleri sorduğunda ne demek istiyorsun. İnşaat izni olmadan inşaatlar mı yapıldı? Belediyelerin görevi bu konuda denetim yapmak değil mi? Tüm bu taleple mimarlar odasından vize alınmadan yapılan inşaatlar var anlamına mı geliyor? Yani bu konuda hile mi yapıldı? Bu binalar kaçak mı yapıldı? Ne demek istiyorsunuz?
Eğer durum böyleyse vay başımıza gelenler…
Bu durum şuna benzer. Bir çocuk doğdu, doğum kağıdı aldı, nüfus kağıdı çıkarıldı, büyüdü, okullara gitti, sonunda askerlik çağı geldi. Şimdi tam askerliğini yapacak doğum kağıdı isterim diyorsun. Yahu çocuk doğmuş belli bir yaşa gelmiş askere gidebilmesi için doğum kağıdını istemek neyin nesi… Böyle mantıksızlık olur mu?
Devlet kendi kurumlarına mı güvenmiyor? Şu anda tapuya kayıt için bu evrakların bulunması müthiş bir uğraş gerektiriyor. Milyonlarca belge içinde bu kağıtlar nasıl bulunacak?
Yasayla ilgili müthiş bir bilgisizlik var. Bir yasa yapılırken halka en ince ayrıntısına kadar anlatılmak zorundaydı ama yapmadılar.”
Ali Özmen Safa’nın eleştirileri böyle.
Tam da dün Ankara’da Türkiye ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “bürokrasinin azaltılması temel hedefimiz” diye uyarmışken, bu eleştirileri ona göre değerlendirmeli, önlemleri almalıyız. Bizden söylemesi…