Malum sıcaklar bastırdı, hava 40 dereceyi aştı. Durum böyle olunca her sene bu vakitler olduğu gibi klimalar yine köklendi.
Ve elbette düzenlik elektrik kesintileri yeniden başladı.
Akıl alır gibi değil. Her sene aynı dönemde aynı sorunlarla karşılaşıp ilk defa karşılaşmışız gibi hayrete düşmek bize özgü bir durum olsa gerek.
Meclis’te dün saatlerce yine elektrik kesintilerini tartıştık.
CTP’nin Doktor Milletvekili Sıla Usar İncirli, 2 binin üzerinde hastanın solunum için elektrikli cihaz kullandığını, nefes alıp vermek için elektriğe ihtiyaç duyduğunu, kesintilerin bu hastaların hayatını tehlikeye attığını vurguladı
Yani durum bu kadar hayati bu kadar ölüm kalım meselesi.
Sorun gayet açık. Yılın bazı aylarında ürettiğimizden fazla elektrik tüketiyoruz.
Bu arz talep çelişkisi yıllar içinde daha da artıyor.
Vatandaş iki ayda bir karşılaştığı zamlı faturalara rağmen gıkını çıkarmıyor. Üstelik 675 TL’nin üstünde borçlandığı zaman anında elektriği de kesiliyor.
Peki çok övündüğümüz Yeni Ercan’ın elektrik borcu 92 milyon TL olana kadar aklımız neredeydi?
Kıb-Tek’te örgütlü sendika, elektrik borcu Cuma gününe kadar ödenmediği takdirde elektriklerin kesileceği konusunda uyardı.
Yani elektrik krizi yüzünden dünya aleme rezil olmaya ramak kaldı.
Ticaret Odası elektrik sorununda çözümün artık ertelenemez hale geldiğini açıkladı.
Oysa bu sorun çok daha önce çözülmeliydi.
Kablolu elektrik bundan 17 yıl önce Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa tarafından gündeme getirilmiş bir projedir.
Ne yazık ki Ali Özmen Safa’nın ortaya koyduğu o vizyon, bize özgü bir hastalık olan kıskançlık yüzünden gerçekleşmedi.
Safa o günleri şöyle anlatıyor:
“AKSA’nın kontratı 2008 yılında bitiyordu. Yanılmıyorsam ihtiyaç 120-160 mega watt olacaktı. Biz 200 mega watt bir çalışma yaptık. Bu KKTC’nin enerji ihtiyacının üzerindeydi. İstanbul Ticaret Merkezi’nde 10 kişilik uluslararası bir takım kurduk. Bu takım 2 ayrı çalışma yaptı. İhtiyaç nedir, fizibilite nedir, kaynağı nereden ve nasıl bulacağız gibi…
Hatta biz daha ileriye gittik, Anamur ve Kıbrıs arasındaki derinliği de ölçtük. Ne kadar hesaplı olacaktır, kabloları nereden alacağız, kaça mal olacaktır bunlar hep yapılmıştır. İki ayrı proje yapıldı. 300-400 bin dolar masrafı vardı. Bunların yapılabileceğinden emin olduğum zaman dönemin başbakanı Erdoğan’dan ve dönemin KKTC Başbakanı Soyer’den gidip izin aldım. Çalışmalara başladık. Ancak dönemin Maliye Bakanı Ahmet Uzun’un engeline takıldık.”
Sözün özü Ali Özmen Safa’nın o gün ortaya koyduğu vizyona sahip çıkılsaydı bugün bu çileye çekmeyecektik. Tarihte yaptığımız hatalar bize bedeller ödetiyor. Ödetmeye de devam edecek. Bizden söylemesi…