Bugün 15 Temmuz.
Bundan tam 8 yıl önce bugün Türkiye, 50 yıl önce de Kıbrıs’ta bizler önemli bir kavşak noktasını geçtik.
Kıbrıs’taki Yunan Darbesi ile Anavatan Türkiye’deki hain kalkışma aynı güne denk geldi.
Kıbrıs’ı Helen Adası yapma girişimiyle, Nikos Sampson önderliğinde Ada’da gerçekleştirilen Yunan Darbesi, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın yolunu açmış, sadece Kıbrıs Türkü’ne değil, Rumlar’a da barış ve huzuru sağlamıştı.
8 yıl önce bugün Türkiye de çok zorlu bir sınavdan geçti.
Türkiye darbelerden çok çekti.
27 Mayıs darbesi sonrasında başbakan ve bakanlar darağacına gönderilirken bu milletin içi kan ağladı ama yine de sustu.
12 Eylül sonrasında evlatları uyduruk bahanelerle darağacına gönderilirken, ne yazık ki yine sesini çıkaramadı.
Ama aradan geçen onca yıla rağmen o acıyı hep içinde yaşadı.
Darbeciler işte bundan cesaret alıyordu. “Biz halkın karşısına tankla, topla, tüfekle çıkarız. Halk evine siner. Biz de halkın seçtiği iktidarı istediğimiz gibi alaşağı ederiz” diyorlardı.
Pensilvanya’dan Türkiye’ye uzanan ihanet şebekesi 7 yıl önce o gece bundan cesaret alarak harekete geçti.
Türk ordusunun komutanlarını kelepçeleyerek, hapsetti. Uçakları havalandırıp, Meclis’i bombaladı. İstanbul’da köprüyü kapattı, Ankara’da emniyet binasına, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne kurşun yağdırdı.
Ama hesap edemedikleri bir şey vardı.
27 Mayıs’ta Başbakanı ve bakanlarını darağacına gönderen, 12 Eylül’de gencecik çocuklarını idam sehpasına gitmesine içi kan ağlasa da göz yuman bu millet, artık buna izin vermeyecekti.
O gece tankların önüne göğsünü siper eden silahsız insanlar gördük.
O gece uçaklara el kol sallayıp “in aşağı” diye feryat eden vatandaşlar gördük.
O gece keskin nişancıların açtığı ateşe rağmen milim geri gitmeyen kahramanlar gördük.
O gece Başkomutan Erdoğan’ın çağrısıyla sokakları doldurup bayrağıyla yürüyen, geleceğine sahip çıkan Türk milletini gördük.
251 şehit o gece Türk milletinin kalbine gömülürken, elbette önemli dersler de aldık.
Bir hain terör örgütünün devletin en kılcal damarlarına kadar nasıl sızabildiğine şahit olduk.
Türk milleti o hain terör örgütünün dünya tarafından nasıl korunduğunu da gördü.
Kimin dost, kimin düşman olduğunu da en kötü gönünde çok iyi anladı.
Bugün 15 Temmuz’un üzerinden sekiz yıl geçti.
Kıbrıs’taki darbe girişiminin üstünden ise tam 50 yıl…
Tehlike geçti mi, her şey bitti mi?
Elbette bitmedi.
Eskilerin dediği gibi, su uyur, düşman uyumaz.
Bizden söylemesi...