Ülkedeki siyasetinin ufku o kadar dar ki, hayaller bile bize özgü, dünya ölçeğinde ise küçücük kalıyor.
21’inci yüzyılın ilk çeyreği biterken dünyada konuşulanlara bakın. Bir de bizim ülkemizde siyasetçilerin hedeflerine bakın…
Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’a, “İktidara gelseniz yapacağınız ilk iş ne olur” diye sorulmuş. Cevap “Nüfus sayımı...” olmuş.
Elbette burada eleştirimiz Tufan Hoca’ya değil, bugün ülke olarak geldiğimiz durumadır…
Bakın İngiltere’de her yıl Temmuz ayının üçüncü haftasında Thames Nehri’nde kuğuların sahibini, sayısını ve yavruların durumunu belirlemek için nüfus sayımı yapılıyor.
800 yılı aşkın bu gelenekte adamlar kuğuları bile sayarken, biz 2024 yılında halen daha ülkede yaşayan insan sayısını bile bilmiyoruz…
İngilizler önümüzdeki beş gün boyunca Thames Nehri’nde kuğuları sayarken, yavru kuğuların sağlık durumunu, boyları ve kilolarını da kontrol edecek.
Hatta sayıldıkları kuğuların ayaklarındaki perdelere, sayıldıklarını gösteren bir işaret de takacak.
İşin ironik yanına bakar mısınız…
Ne yazık ki bu ülkede yaşayan bizlerin İngiltere’deki kuğular kadar değerimiz yok.
Allahtan bu kuğular yolunu şaşırıp Kıbrıs’a gelmedi.
Peki ya bu kuğular yanlışlıkla Kıbrıs’a gelseler ne olurdu?
Birincisi daha ülkeye giremeden havada avcılar tarafından vurulacaklardı. Bazıları becerip de yere konsaydı yine şansları yoktu. Bu kez yerde avlanacaklardı.
Nitekim bu ülkeye gelen yatırımcılar da böyle olmadı mı?
Resmi devlet politikası olarak yatırımcıyı ülkeye davet ediyoruz. Sorun bakalım İngiltere’den bu ülkeye gelen yatırımcılara… Hangisi havada vurulmadı, becerip yere konanların ise hangisi yerde vurulmadı…
Bakın bu ülkenin yasalarına güvenip burada yatırım yapan, ev alan yabancıları havada vurmadıysak da yerde vuruyoruz bugün…
Dünyada türlü türlü vaatlerle yatırıma davet edilen insanlara pasaport bile veriliyor. Ama bizim ülkemizde yatırımcı adeta düşman görülüyor.
Demek ki bizim sadece yasaları değiştirmek değil, mantığımızı da değiştirmemiz lazım. Bizden söylemesi…