Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği (mpox) virüsüne karşı acil durum ilan etti.
Özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Burundi, Kenya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda ve Uganda gibi Afrika ülkelerinde görülen yeni varyant, bu kararın alınmasında etkili oldu.
Dünya Sağlık Örgütü bu ülkelerde artan vakaların kıta dışına yayılma riski taşıdığını belirtti.
Maymun çiçeği, çiçek hastalığına benzer belirtiler gösterse de, genellikle daha hafif semptomlarla seyrediyor. Ancak hastalığın erişkinlerde yüzde 4-5, çocuklarda ise yüzde 10 ölüm oranına sahip olduğu bildirildi.
Hastalık, ateş, baş ağrısı, kas ve sırt ağrısı, lenf bezlerinde büyüme, üşüme ve döküntüler gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Döküntüler genellikle ateşin başlamasından 1-3 gün sonra yüzde görülmeye başlıyor ve ardından tüm vücuda yayılıyor.
Maymun Çiçeği virüsü, hayvanlardan insanlara, insandan insana temas aracılığıyla bulaşabiliyor.
Yüksek bulaşıcılık riski taşıyan bu virüs, cinsel ilişki, yakın ten teması, konuşma veya nefes yoluyla yayılabiliyor. Bu nedenle enfekte kişiler ve hayvanlardan uzak durmak ve temas sonrası elleri yıkamak önemli korunma yöntemleri arasında yer alıyor.
Yani durum en az korona virüs döneminde yaşadığımız kadar kritik.
Peki biz bu durumun yeterince farkında mıyız?
Tabipler Birliği, “Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’ni maymun çiçeği konulu özel gündemle toplayıp erken zamanda bir yol haritası ortaya koymalıdır” çağrısında bulundu.
Tabi şu anda özellikle ülkemize yeni eğitim döneminde bu hastalığın görüldüğü ülkelerden gelecek kişi ve öğrencilerin mutlaka ülkeye girişte muayene edilmesi de hayati önem taşıyor.
Afrika ülkelerinden binlerce öğrencinin ülkemizde bulunduğunu düşünürsek, bu konuda üniversitelerin de sorumluluk alması zorunlu.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan’ın dün Ada TV ekranlarında söylediği gibi “Maymun çiçeği vız gelir, tırıs gider. Bizim gündemimiz kurultay” yaklaşımıyla hareket edemeyiz.
Nitekim yapılan çağrılara kulak veren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Başbakanlık, Sağlık Bakanlığı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, Milli Eğitim Bakanlığı, Muhaceret Dairesi, Tabipler Birliği ile gerekli istişareler en kısa sürede yapılarak bir yol haritası belirlenecektir” açıklamasında bulundu.
Ancak yetmez. Çünkü hastalık bizi beklemez. Eylül ayıyla birlikte üniversiteler açılacak. Afrika’dan binlerce öğrenci ülkeye akın edecek. Çok dikkatli olmalıyız. Bizden söylemesi…