Rumlar boş durmuyor. KKTC ekonomisini çökertmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Önce Rum mallarını sattığı iddiasıyla KKTC’de emlak alım satımı işlerinde başlattıkları tutuklama yaygarasıyla ülkenin lokomotif sektörlerinden inşaatı vurdular. Gerçi biz de çıkardığımız yabancıya taşınmaz mal satışı yasasıyla getirdiğimiz kısıtlamalarla ekmeklerine yağ sürmedik değil.
Şimdi de ülkenin bir diğer lokomotif sektörü turizmde operasyona koyuldular.
Merkezi Almanya'nın Hannover kentinde bulunan dünyaca ünlü uluslararası turizm şirketi TUI, Kıbrıs Rum yönetimi ile KKTC tarafına yapılan gezileri tanıtmayı ve satmayı durdurma konusunda bir anlaşmaya vardı. Buna göre 31 Ağustos’tan sonra Kıbrıs’ın kuzeyine yapılan turlar iptal edilecek…
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB) Başkanı Dimağ Çağıner, Avrupa’nın önde gelen tur operatörlerinden TUI'nin yerel ortaklarına gönderdiği bir e-posta ile bu durumu acentelere bildirdiğini ve bu gelişmenin ardından Güney'deki meslektaşlarının Kuzey Kıbrıs’a tur düzenleyemeyeceğini belirtti.
Peki şimdi ne olacak?
Bu durum, Kuzey Kıbrıs’taki hizmet sektörünü, özellikle restoranları ve müzeleri ciddi şekilde olumsuz etkileyecek.
Rum Yönetimi'nin Kuzey Kıbrıs'a günübirlik geçen turistleri engelleme girişimleri aslında Yeşil Hat Tüzüğü’ne aykırı.
Turistlerin adanın her iki tarafını özgürce gezme hakkının korunması Avrupa Birliği’nin de en baştan beri belirlediği ilkelerin arasında yer alıyor.
Bu konunun elbette bir numaralı muhatabı Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu…
Sayın Ataoğlu, TUI’nin Rum yönetimi ile yaptığı anlaşmayı eleştirirken, “Turizm siyasete kurban edilemez” dedi…
İyi söyledi, güzel söyledi de asıl mesele durumu tespit etmek değil… Onu zaten biz de ilgili sivil toplum örgütleri de yapıyor.
Burada asıl mesele Rum yönetiminin TUI ile yaptığı bu hukuksuz anlaşmaya ilişkin Turizm Bakanlığı’nın izleyeceği yoldur.
Biz ne yapacağız?
Bu hukuksuz karara karşı nasıl mücadele edeceğiz?
Devlet olarak hangi uluslararası girişimlerde bulunacağız?
Turizm Bakanlığı bize bunları anlatmalıdır.
Yoksa “Turizm siyasete kurban edilemez” diyerek gösterdiğimiz tepki, adamların kulağında sinek vızıltısı bile olmuyor.
Artık bunu anlamalıyız. Bizden söylemesi…