TEHLİKEYİ GERİDE BIRAKTIK FELAKET BOYUTLARINA GİRDİK

Ülkede , artan kriminal suçlar , felaket boyutlarına ulaştı .

Ülkede , artan kriminal suçlar , felaket boyutlarına ulaştı .
Başta uyuşturucu olmak üzere , bu suçların birinci sırasında bulunmaktadır .
Uyuşturucunun , neredeyse girmediği kapı kalmadı .
Bir ıslah evi olarak tutukluların ve mahkumların cezalarının geçirildiği yer olan merkezi ceza evine kadar girmişse , vay halimize .
Bağımlı bir mahkumun , mahkemede bunu açıklaması , uyuşturucuda nasıl bir felakete doğru ülkenin gittiğinin göstergesidir .
Gerçi bu açıklamayı yapan mahkum , daha sonra yanlış anlaşıldığını söylemişse de , bilmem ne kadar inandırıcı olmuştur ?
Yargıç önünde , ceza evinde uyuşturucu kullanımının yaygın bir hal aldığını , koğuşunda uyuşturucunun farklı çeşitleri ile de tanıştığını söyleyen ilgili mahkum, açıklamalarının yanlış anlaşıldığını söylüyor .
Bu açıklamada , yanlış anlaşılma mümkün mü ?
İlgililer , derhal bunun üzerine gidip , pirincin taşını ayıklamalıdırlar .
Bu bir beyandır .
Bunu veren , yanlış anlaşıldım dedi ise , bunda bir bit yeniği şüphesi olmaz mı?
Bizim coğrafyamızın büyüklüğü ne ki ?
Uyuşturucu illeti okullara kadar inmişse , siyaset kurumu , başını iki elinin arasına alıp , bunu önleyici önlemleri almalıdır .
Ülkemiz , suç cenneti haline geldi veya getirildi .
Benim limanlarımdan veya sahillerimden , adaya adam öldürmek için çeteler gelecek ve benim ruhum sezmeyecek .
Soygun , hırsızlık olayları grafiği , nerede ise çerçeveden çıkmış durumda .
Kadına şiddet . Ha keza .
Hiç unutmuyorum .
Hukuk fakültesini bitirip , avukatlık stajerliğine başladım .
Tabii , duruşmaları izlemek , birinci vazifemiz .
Yetmişli yılların son çeyreği .
Tek tük , alacak verecek davaları , zaman içinde kendini göstermişti .
Bunun dışında , mahkemelerde , ceza davası ara ki bulasın .
Nerede ise dua ederdik , ki , ceza davası olsun da gidip izleyelim .
O dönem ceza davalarının izleyicileri , stajer ve yeni avukatlardı .
Boşanma davaları ise , yok denecek kadar azdı .
Birçok avukat arkadaş , bu nedenle , mesleği bırakarak , ya kamuya , ya da başka bir meşguliyete yöneldi .
Ceza nitelikli eylemlerin artması , dünyanın globalleşmesi ile paralellik gösteriyor . Ülkemizde de artmaya başladı ve hat safhaya vardı .
Bu artış , maalesef , dünyamızda da ayni paralelliği göstermektedir .
Eski oyun gidip , yerine yeni oyun gelmişse .
O zaman da .
Eski kuralı kaldırıp .
Yeni oyuna uygun , kural getirme zorunluluğu doğmaz mı ?
Doğduğu , nereden belli ?
Ülkedeki artan suç fiillerinden .
Gerekirse radikal tedbirler hayata geçirilerek , ülkedeki sosyal yaşantıyı istenilen seviyeye getirmek için , kollar sıvanmalıdır .
Bunun için değişik kurumların da görüş ve tavsiyeleri göz önünde bulundurularak , işe başlanmalıdır .
Aksi takdirde , felaket sınırları da aşılarak , işin içinden çıkılamaz bir hale gelinir.
Son paragrafımda , Güzelyurt , Akçay ana yolundaki , trafik kazasına değinmek istiyorum .
Kazanın nasıl olduğunu , suç ve suçlular kimdi konusuna girmeyeceğim .
Ama ağırlıklı olarak , bu kazanın , bölge halkı üzerinde yaratmış olduğu psikolojik travmaya değineceğim .
Tabii , iki şehit kınalı kuzuya rahmetler diliyorum .
Genç yaşta , bu sonucu hak etmiş değiller .
Konu , ambulans konusu .
Yaralı askerleri taşıyacak , sadece bir ambulansın olması , gerçekten anlaşılması zor bir durum .
Bölge halkının hassasiyeti bundan .
Ahali diyor ki .
Ayni anda , acil üç vaka çıksa , halimiz nice olur ?
Ahali bu sorunun yanıtını bekliyor .
Bu haber 408 defa okunmuştur

:

:

:

: