Sosyal medyada belirli kişilerin sürekli olarak olumsuz, küfür içeren veya aksi yönde yorumlar yapmasının arkasındaki nedenler genellikle bu kişilerin kişilik yapısı, psikolojik durumu ve toplumsal etkileşimleriyle ilişkilidir. Bu tür davranışlar, çevrimiçi ortamların sağladığı anonimlik, bireylerin gerçek hayatta yaşadıkları problemler ve kişisel özelliklerinin bir yansıması olabilir. Sosyal medya, insanların fikirlerini ifade edebilecekleri bir platform sunar; ancak bu özgürlük bazı bireyler tarafından saldırgan ve yıkıcı bir şekilde kullanılabilir.
Bu tür kişilerin davranışlarını açıklamak için birkaç psikolojik faktör üzerinde durmak gerekir. Öncelikle anonimlik ve yüz yüze etkileşim eksikliği, bireylerin sosyal medyada daha pervasız ve sorumsuz davranmalarına neden olabilir. Gerçek kimliklerinin gizlenmesi, onların normalde toplum içinde sergileyemeyecekleri negatif davranışları daha rahat bir şekilde ortaya koymalarına olanak tanır. Bu, 'disinhibisyon etkisi' olarak bilinen bir olgudur. Bu etki, bireylerin anonim olarak hareket ettikleri zaman daha agresif, saldırgan veya duyarsız davranmalarına neden olabilir.
Bir başka önemli faktör de bireylerin kendi iç dünyalarındaki çatışmalar ve duygusal durumlarıdır. Sosyal medyada sürekli olumsuz yorum yapan kişiler genellikle kendi yaşamlarında tatminsizlik, stres, öfke veya düşük özgüven gibi duygusal sorunlar yaşayabilirler. Bu tür kişiler, başkalarına saldırarak veya olumsuz yorumlar yaparak kendi içsel gerilimlerini dışa vurur ve geçici bir rahatlama hissi yaşayabilirler. Bu davranış aslında bir tür savunma mekanizması olarak görülebilir; kendi hayatlarındaki başarısızlıkları veya hayal kırıklıklarını başkalarına saldırarak örtbas etmeye çalışabilirler.
Ayrıca bu tür davranışların toplumsal ve kültürel kökenleri de vardır. Toplumda giderek artan kutuplaşma, insanların farklı düşüncelere daha tahammülsüz olmasına yol açabilir. Özellikle sosyal medyada, karşıt görüşlere sahip kişilere yönelik tahammülsüzlük, hakaret ve küfür içeren yorumlar olarak kendini gösterebilir. Bu durum, bireylerin kendi görüşlerinin mutlak doğru olduğuna inanmasına ve farklı düşünceleri olanlara karşı hoşgörüsüz davranmasına neden olabilir.
Bir diğer etken ise sosyal medyanın teşvik ettiği dikkat ekonomisidir. Sosyal medya platformları, genellikle provokatif veya aşırı uçlarda yer alan içeriklerin daha fazla etkileşim almasına neden olur. Bu da bazı kişileri dikkat çekmek amacıyla olumsuz ve kışkırtıcı yorumlar yapmaya yönlendirebilir. Bu kişiler, aslında diğer insanların tepkilerini tetikleyerek kendilerini önemli hissetmeye çalışabilirler.
Nihayetinde, sosyal medyada sürekli her haberin altına, özellikle ülkemizde, olumsuz yorumlar yapan kişiler, kendi değerlerini başkalarını aşağılayarak yükseltme eğilimindedirler. Bu kişiler, kendi benliklerini yüceltmek için başkalarını eleştirir ve küçümserler. Bu eleştiriler genellikle acımasız ve kişisel olabilir; çünkü narsisistik bireyler empati kurma yeteneklerinden yoksundur ve başkalarının duygularına duyarsızdır. Çoğunun profiline bakıldığı zaman ise kendilerinin bütün bu tespitlere uyduğu görülebilmektedir!
Özetleyecek olursak, sosyal medyada sürekli olumsuz ve küfür içeren yorumlar yapan kişilerin davranışlarının arkasında birçok farklı neden yatmaktadır. Anonimlik, kişisel duygusal sorunlar, toplumsal kutuplaşma, dikkat çekme arzusu ve narsisistik eğilimler gibi faktörler, bu tür davranışların ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Bu nedenle, sosyal medya platformlarında bu tür davranışlarla karşılaşıldığında, onların arkasındaki derin nedenleri anlamak ve bu tür kişilere karşı dikkatli olmak önemlidir.
Günün sözü mü? Sosyal medyada öfke, kişinin kendi iç huzursuzluğunun dijital yankısıdır...