Asgari ücret tiyatrosu

Asgari Ücret Masası bugün yılın üçüncü asgari ücretini belirlemek için toplanmaya hazırlanırken dün Ada TV’ye konuk olan Ekonomist Yazar Ödül Muhtaroğlu, Ekonomik Örgütler Platformu’nun açıklamasını eleştirdi, “Yeni asgari ücret, başka verilerle değil, 4 aylık hayat pahalılığı oranı çerçevesinde belirlenecektir” dedi.

Asgari Ücret Masası bugün yılın üçüncü asgari ücretini belirlemek için toplanmaya hazırlanırken dün Ada TV’ye konuk olan Ekonomist Yazar Ödül Muhtaroğlu, Ekonomik Örgütler Platformu’nun açıklamasını eleştirdi, “Yeni asgari ücret, başka verilerle değil, 4 aylık hayat pahalılığı oranı çerçevesinde belirlenecektir” dedi.
Ekonomik Örgütler Platformu’nun yaptığı tespitleri gecikmiş tespitler olarak niteleyen Muhtaroğlu, “Zira memleket 3 yıldır pahalılıktan kırılmaktadır. Eylül ayı sonunda, maaşlara yüzde 19.19 oranında zam yapılacaktır. Bu bağlamda, asgari ücrete de bu düzeylerde artış yapılması bekleniyor. Yeni asgari ücretin yaklaşık net 35 bin TL bandında olacağını düşünüyorum. Açlık sınırının 27 bin 402 TL, yoksulluk sınırının da 72 bin 570 TL olduğu ülkemizde asgari ücretliler ve dar gelirliler nasıl geçinecek” diye sordu.
Platformun tespitlerinin gecikmiş olduğu doğrudur.
Zira Star Kıbrıs olarak bizler de yıllardır sadece maaşları artırarak alım gücünün artırılamayacağını vurguladık.
Her asgari ücret masasında işçi ve işveren temsilcilerinin devlet yetkilileriyle oynadığı bu tiyatronun son bulmasını gerektiğini ifade ettik.
Bunu sadece şimdi değil yıllardır söylüyoruz. Bakın enflasyonun çift haneli rakamlara çıktığı andan itibaren yapılan tartışmalar…
Ne demiştik 12 Ocak 2022 tarihli yazıda, bir kez daha aktaralım.
“Böyle bir dönemde alınan ücret ne olursa olsun yetmez.
Bir taşı isteğiniz kadar sıkın su çıkaramazsınız. Şu anda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle işletmelerin büyük çoğunluğu da derin bir ekonomik kriz içindedir.
Zorda olan bu işletmelerin önünde iki yol vardır.
Ya işçi çıkaracak, ya da kayıt dışına yönelecek.
Ekonomin en temel kanunu artık kabul etmemiz gerekiyor.
Bir ülkeyi saran, toplumsal yaşamı alt üst eden en büyük kanser enflasyondur.
Bunu en önemli sebeplerinden biri de “wage inflation” yani maaş enflasyonudur. Buna domino etkisi de diyebiliriz. Maaşların artmasıyla birlikte enflasyon da artıyor. Enflasyon arttıkça maaşlar da artıyor. Kısaca tam bir kısır döngü yaşanıyor.
Oysa halkın en büyük şikayet hayat pahalılığıdır.
Ancak şu an izlenen politika bu hayat pahalılığını engelleyemez.
Yaşanan onca krize rağmen ders alınmıyor.”
Bu uyarıların üzerinde neredeyse üç yıl geçti.
Eskiler ne demiş. En iyi tedavi tedbirdir. Ancak şu an ne yazık ki o tedavi uygulanmıyor. Bizden söylemesi…
Bu haber 219 defa okunmuştur

:

:

:

: