Geçen gün , Meclisimiz .
Tur üstüne tur atarak , Meclis Başkanlığını seçemedi .
Bizde , uygulanan demokrasi modeli , en çağdaş olan , Temsili Demokrasidir .
Halk temsilcilerini seçer . Seçilen temsilciler de , aldıkları irade doğrusunda , seçmenlerini mecliste ve hükümette temsil ederek , iradeleri doğrultusunda iktidara gelirler ve hükümet olurlar .
Demokrasi , aslında , ayni kültürü paylaşan halkın , kendine layık gördüğü bir yönetim şekli olan , bir sistemdir .
Bu sistem , ancak ve ancak , demokrasi kültür ve bilincine sahip olan ülke halkları ile uygulanmaktadır .
Demokrasi kültür ve bilinci yoksa .
İstediğiniz kadar , anayasalara bu ibareyi yazın .
Sayfalarda kalır .
Demokrasinin vazgeçilmezi ise , bağımsız hukuktur .
İngiltere için “Demokrasinin Beşiği “denir .
Bunu , anayasal kurallar haline getirmeden , demokrasiyi uygulamaktadır .
Anayasası olmayan İngiltere .
Dünyaya ,anayasa ihraç etmektedir .
Kıbrıs Türk Halkı da , demokrasiyi , İngiliz sömürge yönetiminde tattı .
Ama , sömürge yönetimi , uzun yıllar bunu uygulamadı .
Yerel organları bile , atama usulü ile yapmaktaydı .
Fakat , demokrasi konusunda , bir maya oluşmuştu .
Ortaklık Cumhuriyeti ile birlikte , demokrasi , adada hayat buldu .
63 olaylarına rağmen , demokrasi o zor koşullarda bile uygulandı .
Gerek genel ve gerekse yerel yönetim organları , aksamadan , seçimlerle göreve geldi .
Fakat biz .
Demokrasiyi , salt , seçimden seçime , Millet vekillerini meclise göndermek .
Yerel yöneticileri de seçmekten ibaret algıladık veya algılatıldık .
Demokrasinin esasını , hep teğet geçtik .
Demokrasinin , bir hoşgörü , uzlaşı rejimi ve sorunlara çare üreten bir mekanizma olduğunu , halktan bilerek veya bilmeyerek kaçırdık veya gizledik .
Demokrasi , hepsinden öte , kendi kuralları içinde de bir yarışmadır .
Nefesi olan , ipi göğüsler .
Demokrasinin , ana ilkesi :
Ülke ve ülkeyi oluşturan ulusların , güvenliğini , esenliğini ve gönencini sağlamaktır .
Demokrasiler , devletin , denetim ve gözetimi altındadırlar .
Bunun uygulanmasını , devlet sağlar .
Meclis Başkanlığı , seçimine gelince .
Mecliste , hukuk ve siyasi işler raportörü olarak çalıştığım yıllarda . Hem meclis başkanı , hem de meclis başkan yardımcısı , iktidar partisinden seçilirdi .
Daha sonraları .
İktidar ve muhalefet partileri , hoşgörü ile anlaşarak , başkanı , iktidar partisine.
Yardımcısını ise , ana muhalefet partisine veriyorlar .
Bu konuda , mevzuatta , gerekli değişiklikler yapılarak , yıllarca bu uygulama devam etti .
Bu konuda , seçimin sonlandırılmaması nedeni ile , çeşitli çevrelerden eleştiriler gelmektedir .
Seçim kendi kuralları içinde cereyan ediyorsa , söylenecek bir şey olamaz .
Kuralsızlık varsa , bu da kendi içinde çözülür .
Rahmetli Demirel , ne demişti ?
“Demokrasilerde , çare tükenmez .”
Bizim başkan seçimimizi . 1980’de , Türkiye’deki meclis başkanı seçimine , atıfta bulunarak yorumlayan , bazı çevrelere de şunu söylemek isterim :
TBMM ‘ne başkan seçilse de , seçilmese de , Evren düğmeye basacaktı .
Çünkü emir ve patent :
“ Made in Amerika” idi .
Bu gün , vekillerimizin , daha da hoşgörü ve sorumluluklarının bilinci ile , bu işi çözeceklerine inanıyorum .
Hepsinden önemlisi , demokrasi bir sabır işidir .