Nihayet dün beklenen Başsavcılık görüşü Meclis’e gitti.
Başsavcı Sarper Altıncık, yapılan değerlendirmelere göre, eğer ret oyları evet oylarından fazlaysa, Meclis Başkanı'nın seçilemediği kanaatinde olduğunu dile getirdi…
Böylece günlerdir süren tartışma noktalandı. Elbette Zorlu Töre’ye düşen de hukukun söylediğini kabul etmekti.
Nitekim dün UBP Parti Meclisi’ni toplayan Başbakan Ünal Üstel, “Bizim ülkemiz bir hukuk devletidir ve demokrasiyle idare edilen bir ülkedir. Yeni bir adayla devam edeceğiz” diyerek son noktayı koydu.
Buna göre yeni adayın perşembe günü UBP Meclis Grup Toplantısı'nda açıklanması bekleniyor.
Ancak elbette yeni adayın da seçilmesi garanti değil.
Bu arada ülke siyaseti Meclis Başkanlığı kriziyle boğuşurken, Kıbrıs Türk toplumunun mülkiyet haklarını savunmak amacıyla harekete geçen yüzlerce kişi Metehan Sınır Kapısı’na yürüyerek eylem yaptı.
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, her ne kadar 'Kuzey Kıbrıs'taki taşınmaz mal sorunları ve bu konudaki adaletsizliklere dikkat çekmek amacıyla bir araya geldik' dese de bu konuda ülke siyasetinin yeterince dikkatini çekebildi mi? Bundan çok da emin değiliz.
Rum yönetiminin tutuklamalarla başlattığı şantaj siyaseti, Kıbrıs Türkünün ekonomisine büyük darbe vurmaya devam ederken, ne yazık ki bizim siyasetimiz ülkedeki bir koltuğa kimin oturacağından başka bir konuya odaklanamıyor.
İnsanın içinden “yerin dibine batsın sizin koltuğunuz” diye isyan etmek geçse de biz bu ülkenin geleceğine olan inancını kaybetmeyen insanların sağduyusuna güveniyoruz.
“Bir an önce Meclis Başkanı'nı seçip çalışmalarımıza başlamamız lazım. Kaybedecek zaman yok” diyen Başbakan Ünal Üstel’e düşen görev hükümetin çok acil gerçek sorunlara odaklanmasını sağlamak olmalıdır.
Zira kurultayda “istikrar” vaadiyle tarihi bir zafere imza atan Ünal Üstel, bir haftadır ülkede yaşanan bu istikrarsızlığa son vermezse ekonomideki sorunlar daha da derinleşecektir. Buradan uyarıyoruz. Bizden söylemesi…