BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorununun çözümü kapsamında, üç ayrı müzakere masası kurmayı hedeflediği iddia edildi.
Rum basınına sızan bilgilere göre, Guterres’in müzakerelerin devamını sağlamak adına önerdiği formülün; yönetim, garantiler ve güvenlik olmak üzere üç ayrı kategoride müzakere masası kurma şeklinde olduğunu ifade eden gazeteler böylece, İngiltere’nin “dışarıda bırakılması” şeklindeki Türk talebinin karşılanmasının planlandığını öne sürdü.
Peki iddialara göre bu üç masa nasıl olacak?
1. Yönetim konusu masası: Oluşumu 2+1 olacak ve BM ile iki toplum yer alacak.
2.Garantiler masası: Oluşumu 5+1 olacak ve iki toplum, Yunanistan, Türkiye, İngiltere ve BM katılacak.
3.Güvenlik masası: Oluşumu 4+1 olacak ve iki toplum, Yunanistan, Türkiye ve BM katılacak.
Ancak Kıbrıs Türk tarafı bu iddiaları kesinlikle reddediyor.
Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, bu üç masanın kesinlikle doğru olmadığını söyledi.
Rumların işin içine AB’yi de sokma gayretlerine değinen Prof. Işıksal, “Rum tarafı bütün uluslararası hukuka aykırı olarak tek yanlı olarak AB’ye girince, AB zaten Kıbrıs meselesinin tamamen dışında kalmıştır. Çünkü AB artık bir taraftır” değerlendirmesinde bulundu.
Masada hangi tarafta olduğu açıkça belli olan bir taraf, yer alabilir mi?
Bu kolay kolay mümkün görünmüyor.
Yani kendi kendine gelin güvey olan AB’nin masaya oturmasına pek imkan yok.
Peki 4+1 meselesine neden sıcak bakılıyor?
Başta enterkonnekte elektrik ve hidrokarbon meselesinden atılacak adımlar, Kıbrıs meselesinde 4+1 masasının başlıca konuları olacaktır.
Ortak çıkarlar nedeniyle Ankara ve Atina bu masayı oldukça destekliyor.
Konuları içeriği nedeniyle İngiltere’nin bu masada olmasına ise sıcak bakılmıyor.
İngiltere’nin adadaki egemen üslerinden vazgeçmeyeceği zaten ortadadır.
Ancak hem İngiltere’nin hem de AB’nin katımıyla masanın oldukça kalabalıklaştırılmaya çalışılmasını da Rum tarafının oyun planı olarak okuyabiliriz.
Bu oyunu bozmak elbette bizim elimizde. Yeter ki gerçekçi bir politika üzerinden yolumuza devam edelim. Bizden söylemesi…