Rum lider Nikos Hristodulidis bugün Kıbrıs saatiyle ise 22.30’da Washington’da ABD Başkanı Biden ile Beyaz Saray’da bir saatlik görüşme yapacak.
Rum basını bu görüşmeyi “30 yıllık gayri resmi ambargo yıkılıyor” yorumlarıyla verirken dün ziyareti değerlendiren Hristodulidis de “Kıbrıs’ın uluslararası konumunun güçlenmekte olduğunu” söyledi.
Rum lider, “tüm sorunlara ve zorluklara karşın işgalin sona ermesi, özgürlük ve ülkenin yeniden birleşmesinin ana hedefleri olduğunu” belirttiği konuşmasında “belirli bir plan temelinde çalıştıklarını ve bu planın sonuç getirmeye başladığını görmekten mutluluk duyduğunu” vurguladı.
Bugünkü bir saatlik görüşmede, “savunma ve insani iş birliği, enerji yatırımlarının güvenliği, Kıbrıs sorunu” gibi konuların ele alınması bekleniyor.
Peki “enerji yatırımlarının güvenliği” ne demek?
Herkes biliyor ki böylesi gerilimli bir atmosferde adanın etrafındaki doğal kaynakları güvenli bir biçimde çıkarmak çok da mümkün değil.
Zira Rum yönetiminin numaralandırdığı deniz yetki alanlarındaki pek çok yer, Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgeleriyle çakışıyor.
ABD bu kadar yıl sonra Kıbrıs adasıyla neden bu kadar yakından ilgileniyor?
Herhalde Kıbrıs adasını Türkiye ya da İran’a karşı harp için kullanmaya veya Kıbrıs adasını İsrail hükümetine satmayı planlamıyor.
Hristodilidis, her ne kadar da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Başkanı olarak tanınsa da tüm adaya hakim değil.
Kıbrıs’ın yasal durumu da Türkiye Cumhuriyeti olmadan değişemez. Çünkü malum Türkiye’nin garantör ülke olarak hakları var.
Öyle görünüyor ki kuvvetle muhtemel Türkiye, Yunanistan ve ABD anlaştı.
Washington yönetimi bu durumdan memnun. Hristodilidis’e hakikatleri söylemek için çağırdı.
Nedir o hakikatler?
Kıbrıs’ta önümüzdeki yıllarda olası bir Türk - Rum anlaşmasından sonra çözüm yolu olarak Kıbrıs NATO üyesi olabilir. Bu pek çok sorunu çözebilir. Şöyle ki…
Hristodulidis geçtiğimiz hafta iki şart koştu. Birincisi Türk askeri gidecek. İkincisi garantiler kalkacak. Peki ikisine de nasıl evet denebilir?
Kıbrıs NATO üyesi olur. Türk askeri bir taraftan gitmiş gibi görünür, ancak diğer tarafta NATO askeri olarak kalmaya devam eder. Garantiler kalkar. Kıbrıs Türkünün garantisi NATO olur. Kıbrıs’taki yerli Rum asker azalır, o da NATO altına girer.
Bu şekilde Rumların Türkiye ve Kıbrıs Türkünü yokuşa çekip Kıbrıs’ta bir anlaşmaya köstek olma ve adayı tek başına yönetme emellerine de son verilir.
Sözün özü Kıbrıs sorunu önümüzdeki aylar hareketli gelişmelere vesile olabilir. Bizden söylemesi…