KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başkanlığında, olası depremlerin riskleri ve alınması gereken tedbirlerin ele alındığı bir toplantı düzenlendi. Devlet daireleri ve sivil toplum örgütlerinden uzmanların katıldığı toplantıda fay hatları, deprem haritaları, zemin etütleri, mevcut ve yeni yapılacak binalar için önlemler, yasal düzenlemeler ve denetim süreçleri gibi konular tartışıldı.

Cumhurbaşkanı Tatar, 2021'de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir deprem komitesinin kurulduğunu hatırlatarak, adanın tamamını etkileyebilecek olası büyük depremlere dikkat çekti. Güney Kıbrıs ile iş birliği teklifinin reddedildiğini belirten Tatar, plansız yapılaşmanın risklerine vurgu yaptı.

Toplantıya katılan uzmanlar, çeşitli öneriler sunarak böyle bir organizasyonun önemine değindi ve katkı sağladıkları için memnuniyetlerini dile getirdi. Toplantı 20 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşti. Kıbrıs adasının deprem geçmişine bakıldığında, bu bilgilerin değerlendirilmesinin gelecekte alınacak tedbirler açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi.

Kıbrıs Adası, Akdeniz'deki jeolojik yapısı ve konumu nedeniyle sismik açıdan aktif bir bölgedir. Adanın üzerinde bulunduğu tektonik plakalar, özellikle Afrika ve Avrasya plakalarının kesişim noktasına yakın olması sebebiyle geçmişte birçok depreme yol açmıştır. Tarihsel kayıtlara göre, Kıbrıs’ta 4. yüzyıldan bu yana çeşitli büyüklüklerde depremler meydana gelmiştir. MS 365 yılında Lefkoşa yakınlarında meydana gelen şiddetli bir deprem, adanın birçok bölgesinde yıkıma sebep olmuştur. 1222 ve 1953 yıllarındaki büyük depremler ise Kıbrıs halkının hafızasında yer etmiştir.

Adanın deprem riskini artıran başlıca faktör, Akdeniz’deki aktif sismik kuşakta bulunmasıdır. Afrika ve Avrasya plakalarının karşılaşma bölgesinde yer alan Kıbrıs, bu hareketlerden kaynaklanan gerilim birikimi nedeniyle periyodik olarak depremler yaşamaktadır. Küçük ve orta büyüklükteki depremler sık görülse de, büyük depremler de tamamen imkânsız değildir.

Kıbrıs'ta depremlerin yıkıcı etkilerini azaltmak için çeşitli önlemler alınabilir. Öncelikle, binaların deprem yönetmeliklerine uygun şekilde inşa edilmesi hayati önem taşır. Özellikle kamu binaları, hastaneler ve okullar için depreme dayanıklı yapılar inşa edilmelidir. Mevcut binaların ise güçlendirilmesi gerekmektedir. Eski yapılar, günümüz standartlarına uygun hale getirilerek olası yıkımlar önlenebilir.

Deprem hazırlıklarının önemli bir boyutu da halkın bilinçlendirilmesidir. Deprem sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda topluma yönelik eğitimler düzenlenmelidir. Okullarda ve kamuya açık alanlarda düzenlenecek tatbikatlarla halkın bilinçlenmesi sağlanabilir. İlk yardım eğitimi de olası yaralanmalara müdahale açısından kritik öneme sahiptir.

Buna ek olarak, Kıbrıs genelinde etkin bir erken uyarı sisteminin kurulması önem taşır. Bu sistemler, depremin ön sinyallerini algılayarak halkı uyarmayı ve güvenli alanlara yönlendirmeyi amaçlar. Deprem tahmininde kesinlik mümkün olmasa da, bu tür teknolojiler riskin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Hükümet ve yerel yönetimler deprem acil eylem planları hazırlamalıdır. Afet anında hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçmek için bu tür planların varlığı kritik önemdedir. Tüm bu önlemler, Kıbrıs’ta deprem riskine karşı daha dirençli bir toplum oluşturmayı sağlayabilir.

Kıbrıs halkı için depremler kaçınılmazdır, ancak doğru hazırlıklarla bu doğal afetin etkileri en aza indirilebilir. Deprem konusunda yürütülen bu çalışmalar, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar liderliğinde önemli bir adım niteliğindedir. Nitekim bir mesajında Başbakan Ünal Üstel Hükümet olarak, yaşananlardan dersler çıkararak, eksiklerimizi gidermek ve yaşam alanlarımızı depreme hazır hale getirmek için hiç zaman kaybetmeden gerekli tüm adımları atmaya başlamış durumdayız demiştir.
Uzmanların ve yetkililerin iş birliğiyle Kıbrıs, deprem riskine karşı daha hazırlıklı hale gelebilir.

Bu güne sloganımız mı? Önlemler bugünden alınır, yarın hayat kurtarır!