Güney’e geçerken tutuklanan ve 180 gündür cezaevinde tutulan 74 yaşındaki iş insanı Simon Aykut, dün Rum Mahkemesi’ne çıkarıldı. Avukatlar, hukuk alanında dünyanın önde gelen akademisyenlerinden Prof. Benvenisti'nin uzman görüşünü mahkemeye sundu:

Kıbrıs Bölge Mahkemesi dün Simon Aykut'un adil yargılamadığı gerekçesiyle tahliye talebiyle yaptığı başvuruyu değerlendirdi.

Aykut’un avukatları, Kıbrıs mevzuatı ve Kuzey Kıbrıs'ta emlak işiyle uğraşan herkese karşı uygulanan kapsamlı tutuklama politikaları nedeniyle, savunmanın iddialarını kanıtlayacak herhangi bir tanık getirmelerinin imkansız olduğunu söyledi.
Avukatlar, “Üstelik Kıbrıs, egemen bir devlet olarak, Kuzey Kıbrıs üzerinde etkili bir kontrolün olmaması nedeniyle bu tanıkları ifadeye çağıramıyor” görüşünü savundu.
Simon Aykut’un avukatları “Uluslararası hukuka ve Avrupa hukukuna göre bu, savunmanın fiilen davasını kanıtlama yeteneğinden yoksun bırakıyor. Bu yargılamayı hukuka aykırı kılan bir yargılama haline getiriyor” ifadelerini kullandı.

Buna cevaben savcılık, Kıbrıs yasalarına göre, kamulaştırılan arazilerin tüm satıcılarının ve bu tür işlere karışan herkesin suçlu olarak kabul edildiğini ve ifade vermemeleri durumunda bunun kendilerinin meselesi olduğunu savundu. İddia makamı, bunun davanın iptali için gerekçe oluşturmadığını ileri sürdü.

Mahkeme kararı 20 Aralık tarihinde vermek üzere erteledi.

Bu arada Simon Aykut’un savunması sırasında mahkemeye, hukuk alanında dünyanın önde gelen akademisyenlerinden kabul edilen Profesör Benvenisti'nin uzman görüşü sunuldu.

Bilirkişi görüşü, iddia makamının, Kıbrıs mahkemelerinin Kuzey Kıbrıs'taki faaliyetlerle ilgili ceza davalarını karara bağlama yetkisinin bulunmadığına ilişkin daha önceki bir kararında mahkemeyi nasıl yanılttığını gösteriyor.

Ayrıca Profesör Benvenisti'nin görüşü, Kıbrıs'ın eylemlerinin adil yargılanma ihtimalini zayıflattığını ve uluslararası hukuk kapsamında geçerliliği olmadığını gösteriyor.

İddia makamının tutumu, Kuzey Kıbrıs'ta yerel yasalar uyarınca yasal olarak mülk satan veya satın alan herkesin, hatta Kuzey Kıbrıs'ta emlak faaliyetleriyle uğraşan şirketlerde çalışan kişilerin (50 yıldan daha uzun bir süre önce Kıbrıslı Rumlara ait olan mülklerin) dikkate alınacağını ima ediyor. Bu kişiler Eğer Simon lehine ifade verirlerse tutuklanacaklardı.

Bunlar arasında Simon'un emlak işlemlerine katılmadığını, yalnızca inşaat danışmanlığı sağladığını kanıtlayabilecek düzinelerce potansiyel tanık da var.
Kıbrıs, bu nedenle, Kıbrıs Türk hükümetinden hak alıp bunları sonradan satan mülk sahiplerinin yanı sıra, Afik Grubu'nun katılımından önce mülkleri serbest piyasadan satın alanlar da dahil olmak üzere, savunma için gerekli tanıkların getirilmesi olanağını engellemektedir.