Kapılardaki eziyete tepki göstermeliyiz

Kıbrıs’ta yıllardır devam eden bölünmüşlük, adada yaşayan Türklerin günlük yaşamını da doğrudan etkiliyor. KKTC vatandaşı Türklerin, Güney’e geçişlerinde karşılaştıkları zorluklar da bunun en somut göstergelerinden biri.

Kıbrıs’ta yıllardır devam eden bölünmüşlük, adada yaşayan Türklerin günlük yaşamını da doğrudan etkiliyor. KKTC vatandaşı Türklerin, Güney’e geçişlerinde karşılaştıkları zorluklar da bunun en somut göstergelerinden biri.
Her ne kadar 2003 yılında sınır kapılarının açılmasıyla iki toplum arasındaki geçişler mümkün hale gelse de, özellikle son yıllarda Rum yönetimi tarafından uygulanan keyfi engellemeler dikkat çekiyor.
Güney Kıbrıs’a geçiş yapmak isteyen KKTC vatandaşları, Ledra Palace, Metehan ve diğer sınır kapılarında sık sık keyfi uygulamalarla karşılaşıyor.
Geçiş noktalarında Rum polisi tarafından yapılan uzun sorgulamalar, bazı kişilere keyfi giriş yasağı konulması ve sebepsiz yere bekletilmeler, Türk tarafının haklı tepkisine yol açıyor. Kendi ülkelerinin kimliğini taşıyan Kıbrıslı Türkler bile zaman zaman “istenmeyen kişi” ilan edilerek girişten men edilebiliyor.
Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, dün ¬Güney’e geçişlerde uygulanan yeni eziyetleri yaptığı açıklamayla gündeme getirdi. Bu konuda Rum lider Hristodulidis’e aslında cevabı bizce malum olan bazı sorular sordu. Bakalım Güney’de bu sorulara bir yanıt gelecek mi?
Aslında işin en ilginç noktalardan biri ise Rum kesiminin, kendi vatandaşlarının KKTC’ye geçişlerinde herhangi bir sorun yaşamaması.
Her gün binlerce Rum, özellikle kuzeydeki casinoları, restoranları ve benzin istasyonlarını ziyaret etmek için sınır kapılarından rahatça geçiş yapabiliyor. Ancak aynı kolaylık Kıbrıslı Türklere sağlanmıyor. Bu çifte standart, Rum yönetiminin gerçek niyetini açıkça gözler önüne seriyor.
Kendi halkının çıkarları söz konusu olduğunda sınır geçişlerini serbest bırakırken, Kıbrıslı Türklerin hareket özgürlüğünü kısıtlamak için her türlü bürokratik engeli çıkarmaktan geri durmuyorlar.
Kıbrıs sorununun çözülmesi için yıllardır süren müzakereler sonuçsuz kalırken, Rum yönetiminin bu tür uygulamaları adadaki güvensizliği daha da artırıyor. Kıbrıslı Türkler, uluslararası toplum tarafından tanınmamış olmanın getirdiği zorluklarla baş etmeye çalışırken, Rum tarafının bu politikaları da onları daha da izole etmeye yönelik bir stratejinin parçası gibi görünüyor.
Bu haksız uygulamalara karşı, Türkiye ve KKTC yönetiminin daha etkin diplomatik adımlar atması şart. Aynı zamanda, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların da Kıbrıslı Türklere yönelik bu ayrımcı politikalara karşı harekete geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Kıbrıs’ta barış ve uzlaşı yerine, daha fazla ayrışma ve güvensizlik ortamı doğacak.
Güney Kıbrıs’ın, adil ve eşit bir çözüm arayışında gerçekten samimi olup olmadığını görmek için, öncelikle günlük hayatta uyguladığı bu çifte standartları ve engellemeleri kaldırması gerekiyor.
Aslında Kıbrıslı Türklerin en temel hakkı olan serbest dolaşım hakkının keyfi uygulamalarla gasp edilmesi, Kıbrıs meselesinin özüne dair çok şey söylüyor.
Ne demişler. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bizden söylemesi…
Bu haber 263 defa okunmuştur

:

:

:

: