Güney Kıbrıs ile Mısır dün Kahire’de çok tartışmalı bir anlaşmaya imza attı. Rum lider Hristodulidis ve Mısır Devlet Başkanı Sisi arasında imzalanan doğalgaz anlaşmaları; Türkiye'nin kıta sahanlığı ile kesişen 6'ıncı sahayı da ilgilendiriyor.
Doğu Akdeniz, enerji kaynakları açısından zengin olması nedeniyle yıllardır uluslararası çekişmelerin merkezi haline gelmiş durumda.
Son olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Mısır arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması ve özellikle 6. Parsel üzerindeki gelişmeler, Türkiye açısından yeni bir diplomatik ve stratejik sınav anlamına geliyor.
Peki 6. parsel neden önemli?
Güney Kıbrıs, tek taraflı ilan ettiği MEB kapsamında uluslararası enerji şirketlerine ruhsatlar vererek doğalgaz aramalarına hız vermiş durumda.
Bu kapsamda, 6. Parsel olarak adlandırılan bölge, İtalyan ENI ve Fransız Total Energies ortaklığına tahsis edildi. Ancak bu bölge, Türkiye’nin kıta sahanlığı ile örtüşen alanları da kapsadığı için doğrudan Türkiye’yi ilgilendiriyor.
Ankara, Güney Kıbrıs’ın bu tek taraflı adımlarına karşı itirazlarını sürdürse de Rum yönetimi, uluslararası şirketlerle anlaşmalar yaparak Türkiye’yi diplomatik olarak sıkıştırmayı hedefliyor.
Türkiye, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusunda 2003 yılından beri Güney Kıbrıs ile Mısır arasında yapılan MEB anlaşmasını tanımadığını defalarca dile getirdi.
Ankara, Rum yönetimin Kıbrıs Türklerini yok sayarak enerji anlaşmaları yapmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu her platformda dile getiriyor.
Türkiye, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmasa da kıta sahanlığı haklarını savunarak, Rum yönetiminin attığı adımlara karşı araştırma ve sondaj faaliyetleriyle bu ataklara karşılık veriyor.
Türkiye-Mısır ilişkileri son dönemde normalleşme sürecine girse de Kahire’nin Rum yönetimi ile yaptığı anlaşmalar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki denklemini zorlaştırıyor.
Peki bu çıkmaz nasıl aşılabilir?
Türkiye, Libya ile yaptığı MEB anlaşmasına benzer şekilde diğer bölge ülkeleriyle, özellikle Filistin, Lübnan ve hatta Mısır ile deniz yetki sınırlandırma anlaşmaları yapmaya çalışabilir.
Zira son dönemde normalleşen Türkiye Mısır ilişkileri bu konuda oldukça cesaret veriyor
Güney Kıbrıs ile Mısır’ın MEB anlaşması ve 6. Parsel meselesi, Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir mesele olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Türkiye, bu tür tek taraflı hamlelere karşı diplomasi, hukuk ve sahadaki varlığını birleştiren bir strateji geliştirerek denklemi kendi lehine geliştirebilir.
Bu nedenle, Ankara’nın önümüzdeki dönemde atacağı adımlar hem Türkiye hem de KKTC için oldukça önemli olacak. Bizden söylemesi…