KKTC’deki eski Rum malları üzerine inşa edilen konutların satışında aracılık yapmakla suçlanan Ewa Isabella Kunzel isimli Alman kadının Rum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasında savunma tarafı, Rum polisini yasadışı yöntemle delil topladığı gerekçesiyle dava etti.
Kunzel’in avukatı, Rum polisinin, Kunzel’in telefonuna el koyması ve üzerinde ileri araştırma yapması, onu tercüman ve avukatı olmadan sorgulaması ve tutukluluk emri almak üzere çıkardığı mahkemede de tercüman ve avukat olmaması nedeniyle Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal edildiğini iddia etti.
Rum yönetimi geçen ay da AİHM’de mahkum edilmişti. Güney Kıbrıs'ın 2019'da Ayia Napa'da toplu tecavüze uğradığını iddia eden bir İngiliz kadının haklarını ihlal ettiğine hükmeden Strazburg'daki mahkeme, kadının açtığı davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesi (etkili soruşturma yapılmaması) ve 8. maddesinin (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermişti.
Ancak bu karara rağmen Rum yönetimi ders almıyor, hukuk dışı uygulamalara devam ediyor.
Güney’e geçerken haksız bir şekilde tutuklanan Simon Aykut’a insan haklarına aykırı bir şekilde eziyet edilmesi de insan haklarının nasıl çiğnendiğine bir başka örnek.
74 yaşındaki kanser hastası Simon Aykut da geçtiğimiz ay MRI tetkiki sırasında insanlık dışı ve saygısız bir muameleye maruz kalmıştı. Sekiz memur eşliğinde devriye araçlarıyla kliniğe getirilen Simon Aykut’a adeta savaş suçlusu gibi muamele yapıldı.
Tüm tıbbi süreç boyunca kelepçeli tutuldu.
Yaşlı ve sağlık durumu kritik bir bireye yönelik insan onurunu zedeleyen bu tutum elbette AİHM’de mahkum edilecek.
Ancak aradan geçen süreç 74 yaşında sağlık sorunları yaşayan bir birey için oldukça kritik.
Alman vatandaşı Ewa Isabella Kunzel ve KKTC vatandaşı Simon Aykut’a yapılan muamelenin hukukla bir ilgisi olmadığı çok açık. Siyası bir hınç ve öç alma duygusuyla hareket eden Rum yönetimi, Kıbrıslı Türklere ve KKTC ekonomisine, bu topraklara yatırım yapan insanlar üzerinden gözdağı veriyor.
Bu gözdağına karşı uluslararası arenada en güçlü şekilde yanıt vermek zorundayız. 17-18 Mart’ta Cenevre’de büyük laflar etmeye hazırlanan Rum yönetimine sadece bu tutuklamaları sorsak bile yeter.
Bu adaletsizliğe dünya da kayıtsız kalmamalıdır. Bizden söylemesi…