17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de gerçekleşecek kritik zirve, Kıbrıs meselesinde yeni bir dönüm noktası olma potansiyeline sahip.
Bu zirve, yalnızca Kıbrıs adasındaki iki halkın geleceğini değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki siyasi ve ekonomik dengeleri de yakından ilgilendiriyor.
Kıbrıs Türk tarafının uzun süredir talep ettiği doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas gibi temel haklar, artık görmezden gelinemeyecek bir noktaya ulaştı. Bu haklı taleplerin uluslararası toplum tarafından desteklenmesi, hem adil bir çözüm için hem de Kıbrıs Türk halkının izolasyonuna son vermek açısından kaçınılmazdır.
Kıbrıs Türk halkı, 2004 yılında Annan Planı referandumunda çözüm iradesini güçlü bir şekilde ortaya koymasına rağmen, bu iradeye karşılık alması gereken uluslararası açılımlar gerçekleşmedi. Avrupa Birliği’nin verdiği sözler tutulmadı, izolasyonlar kaldırılmadı.
Kıbrıs Rum tarafı “hayır” demesine rağmen AB üyeliğine kabul edilirken, Kıbrıs Türk halkı hâlâ dünyaya kapalı bir şekilde yaşamaya zorlanıyor. Bu durum, yalnızca Kıbrıs Türk halkının temel insan haklarını ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki istikrarı da tehlikeye atıyor.
Kıbrıs Türk halkı, dünyaya ulaşmak için hâlâ Türkiye üzerinden aktarma yapmak zorunda. Bu durum hem ekonomik bir külfet oluşturuyor hem de bireylerin seyahat özgürlüğünü kısıtlıyor. Doğrudan uçuşların başlatılması, turizmin gelişmesine ve Kıbrıs Türk ekonomisinin dünya ile bütünleşmesine katkı sağlayacak. Ayrıca, Kıbrıslı Türklerin uluslararası arenada görünürlüğünü artırarak, adil bir çözüm için gerekli zemini güçlendirecektir.
Doğrudan ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, hem Kıbrıs Türk halkının refahını artıracak hem de adanın ekonomik dengesini sağlayacaktır. Bu adım, yalnızca Kıbrıs Türk halkına değil, bölgedeki tüm taraflara ekonomik fayda sağlayacak bir adımdır.
Kıbrıs Türk halkının sesini uluslararası arenada duyurabilmesi için doğrudan temaslara izin verilmesi elzemdir. Spor, kültür, akademik ve diplomatik alanlarda Kıbrıs Türklerinin dış dünyayla temas kurması, hem insan hakları hem de barışçıl çözüm arayışları açısından kritik bir gerekliliktir. İzolasyonların kaldırılması, taraflar arasında güven inşa edilmesine de katkı sağlayacaktır.
Cenevre Zirvesi, uluslararası topluma Kıbrıs meselesinde adil ve eşitlikçi bir tutum sergileme fırsatı sunuyor. Kıbrıs Türk halkının haklı talepleri artık görmezden gelinemez. BM’nin ve Avrupa Birliği’nin izolasyonların kaldırılması yönünde somut adımlar atması, hem Kıbrıs’ta kalıcı barışa ulaşmanın hem de bölgesel istikrarın önünü açacaktır.
Kıbrıs Türk tarafının talebi, ayrıcalık değil adalettir. Doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas hakkı, Kıbrıs Türk halkının dünyayla bütünleşmesini sağlayacak temel insan haklarıdır. Bizden söylemesi…