Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 14 Mart Tıp Bayramı, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Etkinlikte, Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova’nın yaptığı konuşma ve diğer konuşmacıların ifadeleri hem sosyal medyada hem de haberlerde yer aldı. Bakan Berova’nın konuşmasını bir kez daha okuyucuların dikkatine sunmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.

İşte o konuşma;

“Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Meslektaşlarım,
14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle bir kez daha yuvamızda, Tabipler Birliği çatısı altında sizlere hitap etmekten büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Sağlık Bakanımız Sayın Hakan Dinçyürek’in yurtdışında olması nedeniyle, bugün burada sizlerle bir aradayım. Bu vesileyle, Başbakanımız Sayın Ünal Üstel’in günün anlam ve önemine dair tebriklerini de sizlere iletmekten memnuniyet duyuyorum.
Ülkemizde sağlık alanında önemli sorunlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sorunları çözebilmek için doktorlarımız gibi biz yöneticiler de fedakârca ve özveriyle çalışmak zorundayız. Bu doğrultuda, sağlık yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Yeni Girne Hastanesi’ni, binası, ekipmanları ve teçhizatıyla birlikte halkımıza kazandırmak için yoğun çaba harcıyoruz. Peyzaj çalışmaları dışında önemli bir eksik kalmadı; yapım süreci hızla ilerliyor. İnşallah bu yıl içinde tamamlayıp, teknik donanımıyla birlikte hizmete açacağız.
Elbette bir hastanenin faaliyete geçmesi için yalnızca bina, ekipman ve teçhizat yeterli değildir. Bu nedenle, Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla hemşire alımı için sınavlar açtık. Yasal baraj puanını aşan tüm hemşirelerin istihdam edilebilmesi için gerekli kontenjan artışını ve finansmanı sağlayacağız. Ayrıca, Güzelyurt Hastanesi ihalesinde yaşanan sıkıntıları çözdük ve süreci tamamladık. Bunun yanı sıra, Maraş Sağlık Merkezi ve Değirmenlik gibi birçok bölgede birinci basamak sağlık hizmet binalarına yönelik yatırımlarımız sürüyor.
Sağlık çalışanlarımızın özverisi ve halkımızın desteğiyle, daha sağlıklı bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz. 14 Mart Tıp Bayramı’nı bir kez daha kutlar, tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Bu konuşma, içeriği ve üslubuyla oldukça anlamlıydı.

Bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha geride bırakırken, bu özel günün geçmişine kısaca değinmek yerinde olacaktır. Tıp, insanlık tarihinin en kutsal mesleklerinden biridir. İnsan sağlığını koruma, hastalıkları tedavi etme ve yaşam süresini uzatma çabası, tıp alanında çalışanların en büyük sorumluluğudur. Türkiye’de Tıp Bayramı, Osmanlı döneminde modern tıp eğitiminin başladığı 14 Mart 1827 tarihine dayanır. Sağlık sektörü, yalnızca doktorlardan ibaret değildir; hemşireler, paramedikler, eczacılar, teknisyenler ve hastane personeli, bu hizmetin ayrılmaz parçalarıdır.

Tıp mesleği, sabır, özveri ve merhamet gerektirir. Sağlık çalışanları, her gün insanların acılarına ortak olur ve bazen kendi sağlıklarını riske atarak görev yapar. Bu nedenle, onların kıymetini bilmek ve emeklerini takdir etmek hepimizin vefa borcudur.

KKTC’de her ailede mutlaka tıp eğitimi almış bir bireye rastlamak mümkündür. Benim ailem de bu geleneğin bir parçasıdır. İki kardeşim, iki oğlum ve gelinim Beyhan Berova uzmanlık eğitimi almış tıp doktorlarıdır. Gelinim, Girne Dr. Akçiçek Hastanesi Başhekimi olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, rahmetli eşimin adını taşıyan torunum Özel Berova tıp fakültesinden mezun olmak üzereyken, diğer torunum ise diş hekimliği eğitimine başlamıştır.
Bir anne olarak, onların özverili çalışmalarını geçmişten bugüne gururla izledim.
14 Mart Tıp Bayramı, sadece hekimlerin değil, onları dünyaya getiren ve yetiştiren annelerin de tebrik edilmesi gereken bir gündür. Bu bilinçle, bir köşe yazarı olarak tüm hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın ve annelerin Tıp Bayramı’nı içtenlikle kutlarım.
Bu güne söz mü?
“Şifa veren eller, en kutsal duaları hak eder.”