Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre dönüşü yaptığı açıklamada Kıbrıs sorununda geldiğimiz noktayı “Yeni bir yola girdik” diye özetledi.
BM Genel Sekreteri’nin yaptığı “yeni atmosfer” tanımı da “yeni yol” açıklamasıyla paralellik taşıyor.
Kimileri Cenevre’de alınan kararların çok önemli olmadığını düşünse de bu adımlar küçümsenemez.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Bir sıfırdan büyüktür” diyerek bardağın dolu tarafının işaret edenlerden…
Peki durum gerçekten böyle mi? Tek tek ele alalım.
Zirvede, iki toplum arasında iletişimi ve etkileşimi artırmak amacıyla dört yeni geçiş noktasının açılması kararlaştırılmıştır. Bu adım, her iki toplumun günlük yaşamını kolaylaştıracak ve ekonomik faaliyetleri destekleyecektir.
Güven artırıcı önlemler kapsamında, adadaki mayınlı bölgelerin temizlenmesi planlanmaktadır. Bu çalışmalar, her iki toplumun güvenliğini artıracak ve tarım ile yerleşim alanlarının genişlemesine olanak sağlayacaktır.
Ara bölgede güneş enerjisinden elektrik üretimi için bir solar enerji parkı kurulması konusunda mutabakata varılmıştır. Bu proje, her iki toplumun enerji ihtiyaçlarını karşılamada yenilenebilir kaynakların kullanımını artıracak ve çevresel faydalar sağlayacaktır.
Sadece bu üç başlık bile bu zirvenin getirdiği önemli kazanımlardır.
Sonuç olarak Cenevre’de alınan bu kararlar, Kıbrıs’ta kalıcı bir barışın tesis edilmesi ve iki toplumun birlikte refah içinde yaşaması için önemli adımlardır. Bu adımların hayata geçirilmesiyle, Kıbrıs halkları arasındaki bağlar güçlenecek ve ortak bir gelecek inşa edilecektir.
Elbette bu zirveden daha önemli kararlar da çıkabilirdi.
Ancak baştan sona bütün görüşmelere katılan Cumhurbaşkanı Tatar'ın Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal’ın da altını çizdiği gibi Rum yönetimi bu kararların alınmasını engelledi.
Prof. Işıksal’ın anlatımına göre, Cumhurbaşkanı Tatar, zamana oynamak ve statüko bekçiliği yapmak yerine, iki halkın gündelik yaşamına dokunacak ve faydasına olacak kurumsal işbirliği mekanizmasını içeren Kıbrıs İşbirliği Konseyi önerisini BM Genel Sekreteri ve garantör ülkeler nezdinde Rum tarafına sundu.
Kıbrıs Türk tarafının önerisine göre bu konseyde kararları oy birliğiyle geçerli olacak ve alınan kararlar her iki tarafın da iç mevzuatına yansıtılarak bağlayıcı olacaktı.
Ancak Rumlar bu öneriyi de reddetti.
Dünya Cenevre’de hiç olmazsa Kıbrıs Türk tarafının yapıcı tutumunu bir kez daha gördü. Temmuz ayı sonunda yapılacak yeni toplantıda yeni kararların çıkması sürpriz olmaz. İzleyip göreceğiz. Bizden söylemesi…