Yeni gün

Haftanın ilk günü olan Pazartesi, çoğu insan için hem zihinsel bir hazırlık hem de siyasi, ekonomik ve sosyal yönden yeni bir toparlanma sürecidir.

Haftanın ilk günü olan Pazartesi, çoğu insan için hem zihinsel bir hazırlık hem de siyasi, ekonomik ve sosyal yönden yeni bir toparlanma sürecidir. Ancak modern hayatın getirdiği yorgunluk ve beklentilerle birleştiğinde, bu gün “Pazartesi sendromu” olarak adlandırılan bir bıkkınlıkla anılır. Oysa Pazartesi, toplumsal moralin yeniden filizlendiği, hedeflere bir adım daha yaklaşıldığı kıymetli bir başlangıçtır.

Biliyoruz ki, Pazartesi günleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi de Genel Kurul’u da “Yasama Gündemi” ile toplanır. Bu, haftanın ilk gününe toplumsal ve siyasi anlamda ayrı bir önem katar.

Evet, herkes için Pazartesi aynı duygularla başlamaz. Üretici için, hayvancılıkla uğraşan için, tarlasında yılın her günü çalışan çiftçi için Pazartesi’nin diğer günlerden farkı yoktur. Çünkü bu topraklarda gerçek üretim, haftalık değil; yıl boyunca süren bir emekle yoğrulur. Ancak hepimiz için her yeni gün, emeği selamlamak, üretimi yüceltmek ve dayanışmayı artırmak adına bir farkındalık taşımalıdır.

Ne yazık ki kimi zaman halkın emeğini, iradesini ya da duruşunu hiçe sayan mesnetsiz ve asılsız yorumlarla sosyal medyayı meşgul eden bazı kişilerin söylemleri, dinleyiciler nezdinde kamuoyuna yansımaktadır. Kıbrıs Türk halkının değerlerini hafife alan, devleti ve makamları özel hayatlarıyla dahi sözlü veya yazılı sosyal medyada eleştiri konusu yapan bu kişilerin davranışları aslında kendilerini ele verir. Yaşanmışlıklarında eziklik taşıyan, halkın nabzını tutamayan ve gereksiz yorumlarıyla gündeme gelmeye çalışan bu kişiler, yalnızca gıybetle var olurlar. Kendilerine benzeyenlerin yorumlarıyla beslenirler.

Bu ülkenin insanı, zorluklarla yoğrulmuş, dirençle büyümüş, ileriye dönük bakışla yol alan bir topluluktur. Eğitimde, sağlıkta, üretimde, yönetimde; her alanda alın teri döken bireyler, haftaya sadece işine değil, ülkesine katkı sunmak niyetiyle başlar. Pazartesi, onların heybesinde kararlılık, ajandasında cesaret, zihninde toplumsal sorumluluk taşır.

Bunun yanı sıra, emekli olup evinde huzur içinde yaşayan vatandaşlarımız da bu ülkenin en kıymetli bireylerindendir. Onlar, yıllar boyunca bu topraklar için çalışıp üretmiş; şimdi de geçmişin birikimiyle geleceğe tecrübelerini taşımaktadır. Bu ülkede yaşamanın anlamı yalnızca fiziksel olarak çalışmak değil, her yeni günün değerini bilmektir. Bu nedenle her Pazartesi, tüm bu bireyler için de bir hatırlatmadır: Bu ülkenin her ferdinin ortak düşüncesi, birliğimizi her zaman daha ileriye taşıyacaktır.

Yaşadığımız bu güzel ada; sadece denizi, güneşi ve doğal zenginlikleriyle değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel mirasıyla da eşsiz bir değere sahiptir. Doğu Akdeniz’in merkezinde yer alması sebebiyle stratejik önemi tartışılmazdır. Bu coğrafi konum, bize yalnızca sorumluluk değil, birlik ve beraberliğimizi pekiştirecek bir bilinç de kazandırmalıdır. Bölgedeki her gelişme, güçlü ve kenetlenmiş bir toplum yapısını zorunlu kılmaktadır.

Pazartesi sendromunu aşmanın en güçlü yolu, bireysel yorgunluğumuzu ortak hedeflere yönlendirmektir. Yeni haftaya başlamak, sadece işe dönmek değil; birlikte daha sağlam bir gelecek kurmak için yeni bir adım atmaktır. Kırgınlığa değil, inanca tutunan; yılgınlığa değil, birliğe omuz veren bir toplum yapısına ihtiyacımız vardır. Ve biz, bu topraklarda kararlılıkla var olmuş, Anavatanı’na gönülden bağlı bir halkız.

Unutmayalım: Her günümüzü anlamlı kılan şey, nereden geldiğimizi ve nereye yürüdüğümüzü bilmektir. Haftaya nasıl başladığımız, nasıl bir gelecek kurmak istediğimizin de göstergesidir. Hep birlikte, bu ülkenin yarınlarına katkı koymak için önümüzdeki günleri en iyi şekilde değerlendirelim.

Bugüne söz mü?
“Her yeni gün, geçmişin gücünden, bugünün inancından ve yarının sorumluluğundan doğar.”
Bu haber 710 defa okunmuştur

:

:

:

: