Rum lider Hristodulidis, Türkiye’ye Rum bandıralı gemilerin Türk limanlarını kullanması karşılığında Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği'ne giriş vizesi verilmesini önermiş.
Ancak bu da sadece iş insanları seviyesinde olacakmış.
Hristodoulidis’in önerisi, diplomasi tarihimize yeni bir “ibret vesikası” olarak kaydolmaya aday.
Öncelikle şunu açıkça belirtmek gerekir.
Türkiye, 1987 yılından bu yana Rum bandralı gemilere limanlarını kapatarak, Güney Kıbrıs’ın tek taraflı AB üyeliğini ve Kıbrıs Türklerinin yok sayılmasını protesto etmektedir.
Bu adım, sadece diplomatik bir tercih değil; aynı zamanda milli duruşun, Kıbrıs Türklerinin haklarının korunmasının da bir yansımasıdır.
Şimdi, yıllardır sürdürdüğümüz bu kararlı tutumu, birkaç vize vaadine karşılık ortadan kaldırmak, açık bir taviz ve büyük bir stratejik hata olur.
Üstelik teklif edilen “vize kolaylığı” yalnızca iş insanlarını kapsıyor.
Yani milyonlarca Türk vatandaşının Avrupa’ya seyahat özgürlüğü için umut beslediği vize serbestisi, yalnızca küçük bir azınlık için geçerli olacak. Toplumun geneline hiçbir somut fayda sağlamayacak bir geri adım atılması, ülke çıkarlarıyla bağdaşmaz.
Burada Rum tarafına açık bir mesaj vermek gerekiyor:
Eğer gerçekten bir çözüm arzuluyorsanız, Türkiye ile masaya oturmak için dolaylı pazarlıklar yerine, öncelikle adanın eşit ortakları olan Kıbrıslı Türkleri muhatap almayı öğrenmelisiniz.
Kıbrıslı Türklere yönelik somut bir açılım yapmadan, onların haklarını teslim etmeden, Türkiye’ye yönelik taleplerde bulunmanızın hiçbir meşruiyeti yoktur. Kıbrıs’ta kalıcı bir barış ve adil bir çözüm isteniyorsa, bunun yolu Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini tanımaktan ve onların iradesine saygı göstermekten geçer.
Rum yönetimi, Kıbrıslı Türkleri yok sayarak Türkiye’yi adım atmaya zorlamaya çalışıyor. Ancak unutmamalıdırlar ki, Türkiye’nin duruşu sadece kendi çıkarlarını değil, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve egemenlik mücadelesini de korumaktadır. Bu mücadele, birkaç vize kolaylığı vaadine değiştirilemeyecek kadar değerlidir.
Ve herkes şunu iyi bilmelidir: Kıbrıs Türkleri muhatap alınmadan, hiçbir çözüm gerçek ve kalıcı olmayacaktır. Bizden söylemesi…