Star Kıbrıs ve Ada TV’nin tarihi bir misyonu var!..

Tarihin akışını değiştiren anlar vardır. Liderler çıkar, sözleri sadece diplomasi belgelerine değil, halkların yüreğine de kazınır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığı son ziyaret, işte bu türden bir dönüm noktasıdır.

Tarihin akışını değiştiren anlar vardır. Liderler çıkar, sözleri sadece diplomasi belgelerine değil, halkların yüreğine de kazınır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığı son ziyaret, işte bu türden bir dönüm noktasıdır.
Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği tarihi ziyaret, yalnızca diplomatik bir temas değildi. Aynı zamanda bir duruşun, bir iradenin ve bir kararlılığın ifadesiydi.
Güney Kıbrıs’ın da dikkatle izlediği ziyarette, Kıbrıs’ta barış dilini bozanları şiddetle kınarken; adanın huzurunu bozan, halkın hassasiyetlerini kaşıyan, kargaşa peşinde koşan yaklaşımlara da asla müsaade edilmeyeceğini çok net bir şekilde dile getirdi.
Ve bir kez daha altını çizdi: “Kıbrıs Türkü’nü yok sayanlar, karşılarında daha güçlü bir Türkiye bulacaklarını bilmeli.”
Bu söz, sadece bir açıklama değil; aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının yıllardır verdiği varlık mücadelesine omuz veren bir iradenin beyanıdır. Bir milletin haklı davasına verilen sarsılmaz bir destektir.
Bizler Star Kıbrıs ve Ada TV çatısı altında görev yapan gazeteciler olarak, bu tarihi misyonun sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz.
20 Temmuz 2008’de bizzat dönemin Başbakanı olan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışını yaptığı Ada TV ve hemen bir yıl öncesinde 2007 yılında kurulan Star Kıbrıs’ın tek bir amacı vardı: Bu ülkenin sesi olmak. Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya açılan penceresi olmak.
Safa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özmen Safa’nın liderliğinde bu misyon yıllardır ilk günkü kararlılıkla sürdürülüyor.
Bugün, her zamankinden daha fazla bu misyona sahip çıkmak zorundayız. Çünkü mesele artık sadece haber vermek değil, bu toprağın, bu milletin davasına sahip çıkmaktır.
Biz gazeteciyiz, evet. Ama aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının hakkını savunan birer neferiz. Hiçbir çıkar grubu, hiçbir dış aparat, hiçbir kirli senaryo bizi bu sevgiden, bu görevden alıkoyamaz.
Adanın huzurunu bozan, halkın iradesini görmezden gelen, kargaşa tohumları eken her türlü yaklaşımı dün olduğu gibi bugün de şiddetle reddediyoruz.
Şunu çok iyi biliyoruz. Mesele vatansa, gerisi teferruattır. Bu yolda yürümekten bir an bile olsa vazgeçmeyeceğiz.
“Güçlünün değil haklının yanında olma” ilkesiyle yıllardır yaptığımız mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Bizden söylemesi…
Bu haber 336 defa okunmuştur

:

:

:

: